Monday, April 21, 2008

Sabaha kadar


Sabaha kadar yapılanlar muhtelif. İş, ders, seks, hesap, kavga, güvenlik, keyif, müzik, deniz, yüzmek vs...

Bilmem kaçbin dönümlük arazide ufak gruba verilmiş kutlama yemeği sonrası eve dönüşte havanın güzelliği ve hafifliği sebebiyle nedense sabaha kadar sözde çalışmaları hatırladım; ertesi gün sınav varmışcasına bahar aylarında pencere açık okuduğumu, tekrar not aldığımı, radyoda f.i.p. dinlediğimi vs.

Tembel bir öğrenci olduğum ve hiçbir zaman günü gününe çalışanlardan veya çalışıp da çalışmıyormuş gibi yapanlardan olmadığım için yumurta kapıya dayandığında gece çalışırdım.,

Güzel şeydir gece çalışmak. Gecenin zaten kendisi güzel ama nedense bahar-yaz geceleri esen meltem ile daha bir başka. Bir de alışkanlık galiba gece çalışma huyu. J.A. değil belki ama F.A. hiçbir zaman 08:00-17:00 arası çalışan bir insan olmadığı için ondan gördüm herhalde. Kendisi gece de çalışır, pazar da çalışır, hele hele İletişim zamanı sabaha kadar işte kalınır ve çalışılır. Muhtemelen böyle gördüğüm için de gece çalışmak bana garip gelmez aksine doğrusu buymuş gibi gelir.

Dışardaki havanın bana pencereler açık halde içeriyi anımsatması ilginç ama duyularla hatırlamak böyle bir şey olsa gerek. Hava çok güzel, çok hafif, çok tiril tiril. Uzun zamandır da ne gece çalıştım, ne de pencereler açık evde notları okuma sonrası sınava gittim. Ancak erken gelen bahar havası birden eskiyi anımsattı, biraz burayı ama daha çok orayı (çünkü burada hiç ders çalışmazdım. orada ise biraz da olsa çalıştım, tez filan yazdım). Galiba en çok baharda özlüyorum orayı. Merde...

No comments: