Monday, April 28, 2008

En attendant

Beklemek zaten sevmediğim bir şey. Ama hayat bu insan çeşitli ortamlarda, çeşitli durumlarda bekliyor, beklemek durumunda kalıyor ve bekliyor. Kimi Sue Ellen gibi elinde viski bardağı ile JR'ını bekler, kimi Fransız Kültür'ün önünde elinde çiçekle bekler, kimi bir kafede tanımayıp da bir o kadar iyi tanıdığını elinde çevirdiği cd ile bekler, kimi ise tuttuğu renklere sarınmış şekilde stadın kapısında içeri girebilmeyi, kimi karşı renklere sarınmış olanlar da artık boşalmış tribünlerden çıkabilmeyi bekler. En sevimsizi ise -bence-evde beklemektir. Ne beklemeyi, ne de bekleteni severim.

No comments: