Wednesday, April 2, 2008

Duygulardan bir demet: "temkin"

Çoğu zaman coşkulu, kıpır kıpır bir insan olsam da, bazen temkinli olmaya çalışır, en azından olmayı denerim. Büyük lafları da o yüzden sevmem. Yapıcaz! Ezicez! Yenicez! gibi söylemler bende sıkıntı yaratır. Akşam ne olduğu, heyecanın varlığı malum ama neden böyle büyük laflar sarfedilir ki? Hem de her seferinde, hem de her tarafça.

Güven özellikle de kendine güven duygusu önemli şey elbette ancak hayatta her şey olabilir, hiçbir şeyin kesinliği yok. İşte bu yüzden bu söylemlerin toplum hayatında olduğu kadar özel hayatta da gereksiz olduğunu düşünerek güven ile kesinlikle ilgili olduğuna inanmıyorum. Ne yazik ki cehalettir çoğu zaman insana güven duygusunu veren. İşte en tehlikelisi, en korkutucu olanı budur. Benim için. Cehalet ve ondan gelen güç, güven, korkusuzluk.

O yüzden bazı konularda büyük konuşmayı, korkusuzca davranmayı, ortaya (ortalığa) atılmayı anlayamam. Sonuçlarının tatsız, gülünç konuma düşüren veya daha da kötüsü ağır olabileceği konularda temkinden yanayımdır. Hiç bilmeden trafiğe çıkıp araba kullananların kendilerindeki güveni anlamadığım ve asla anlayamayacağım gibi. Anlayamadım da, yapamadım da.
*
L'ignorance est une bénédiction mais pour que la bénédiction soit complète l'ignorance soit complète l'ignorance doit être si profonde qu'elle ne se soupçonne pas soi-même.
Edgar Allen Poe

No comments: