Thursday, March 21, 2019

Dream On # 3


Bitmeyecek herhalde ya da bunlar son demler... Cidden bilmiyorum ama ünlüsü ünsüzü, kıymetlisi unutulmuşu, en yakını en uzağı, sevileni silinmişi yine hepsi beraber, bir arada, sabaha kadar rüyamda benimle beraber. Günlerdir haftalardır böyle. Her sabah yeni bir şaşkınlık ile kalkış, afallayış, gülümseyiş and the beat goes on. 

Sunday, March 10, 2019

"Never Look Back In Anger, Always Look Forward In Hope"

Festivalde seyretmiş, bayılmıştım. Şimdi televizyonlara düşmüş, tam olmuş, ilaç gibi gelmiş.

Muhtemelen belgesel sevmeyenler için pek bir şey ifade etmeyecektir. Neticede aksiyon yok, hareket yok, aşk hikayesi filan ya da abartılı renk oyunları gibi gerzomat şeyler yok. Benim gibi belgeselciler için ise, tek kelimeyle şahane. İçinde müzik var, popüler kültür var, moda var, 70ler kadar bayılmasam da 60lı yıllar var ve tabii hayatın kendisi, her an değişen dinamikler, sosyoloji var. Ve tabii en inandığım şey; "dün bugün bugün de yarın" var. Aslında her şey bu kadar basit. Bir de Michael Caine'in dediği gibi: "Never look back in anger, always look forward in hope. 



Sunday, March 3, 2019

Dream On # 2

Gerçekten bitmiyor. Hem rüyalar, hem de rüyaların fantastikliği... Eski yeni günler boşuna dememişiz. Her biri de o kadar olabilecek şekilde akıyor ki, uyanınca acaba gerçekten oldu mu bütün bunlar diye kalkıyorum yerimden. 

Şunu anladım ki benim kesinlikle bitirmem gerekiyor. Bitişin kötü, ağlak, acıklı, sancılı, hoyrat olmasının hiçbir önemi yok; oralar bende bir duygu yaratmıyor. Öyle "kapanış"lara filan da gerek yok, ağdalı laflar, acıklı söylemler filan. Gerzek işler, oralar benlik değil. Ama ben kendimi açık ve seçik ifade etmeli ve kendim için noktayı yüksek sesle söyleyerek koymalıyım. Cidden şu kadar yıldan sonra hayatla ilgili kendime dair anladığım en önemli bilgi bu herhalde. Bununla bağlantılı olarak da asıl karşımdakini düşünmemeliyim. Bu şaşırtıcı gelse de, görünüşe aldanmamak lazım çünkü dışardan benden çok daha vicdanlı, iyiliksever ve iyi insan olarak gözükenlerin karşısındakine davranışları ile karşılaştırıldığında fark ediyorum ki ben özellikle bazı kelimeleri bazı gerçekleri bilerek canı acımasın diye telaffuz etmiyorum. Oysa karşı taraf bu medeni seviyede davranmayıp, bunu güçsüzlük olarak yorumlayıp kendisini öne çıkartarak her şeyi dökünce, o işi kendi kafasında kapatmış, benim içinse kapanmamış oluyor. Ve yıllar geçiyor. Kısacası karşıdaki seni hedef alıp ona göre ilerliyorsa kesinlikle onu düşünerek hareket etmemek lazım. Dümdüz ilerlemek lazım. 

O kadar kalabalık ki rüyalar, sanırsın Medrano Sirki...