Wednesday, May 28, 2008

Pis bir tarih

Tatile giderken kitap alıp almamak, alınca da onu okuyup okumamak çoğunlukla muammadır bana.
*
Barcelona 'ya giderken yanıma almıştım ama dönüşte ebeveyn valizinde kaldığı ve ebeveyn & çocuk olarak aynı yerde yaşanmadığı için de bitirememiştim. Orijinal adıyla Historia Universal de la Infamia türkçesiyle de Alçaklığın Evrensel Tarihi. 1935 Jorge Luis Borges imzalı.

Serin bir ön-bahar yaşayan Barcelona günlerinin kitabıydı. Bankta, parkta yatakta okuduğum kitaptı, dün gece -yatakta- bitirebildim. Katil, hırsız ve düzenbazların kısa bir tarihini öğrenmiş oldum.

Tarih bazen (belki de çoğu zaman) kanlıdır. Tekrarları vardır, kadersizlikleri, acıları, beklenmedik kayıpları vardır. Dipsiz bir kör kuyu gibi insanları, olayları, toplumları içine çeker, bitince bitmiş olur ve yenisi hiç yaşanmamış kabul edilerek yeniden yaşanır.
Ayrıca tarih denilen şey, topluma olduğu kadar bireyin kendisine de pranga olur. Toplumlar tarihin ağırlığını, cezasını, yükünü hep çekerler. Bireyler de kendi kişisel tarihlerinin ağırlığını taşımak zorunda kalırlar.

Belki de en zoru budur insan hayatında. Yaşanmışlıklar, yaşanmamışlıklar, yüzleşmeler, acılar, anılar, hatırlanmayan ve bilinçaltına itilen acı anılar, deli gibi hatırlanmak istenen ama hatırladıkça verdiği yürek acısı sebebiyle düşünülmemeye çalışılan anılar, tercihler ve beraberinde gelen sonuçları, yapılanlar yapılamayanlar, kayıp giden gün ve geceler, kayıp giden insanlar, kayıp giden fırsatlar...

İşte kişinin kendi tarihi. Egrisiyle doğrusuyla, acısıyla tatlısıyla. Dışardan kimse bilmez anlamaz ama insan kendi tarihinde en çok kendisine dürüsttür. Kaçsa da görmezden gelse de gerçek çıkacaktır bir gün karşısına. En çok kendi canı yandığında "acı" denilen şeyi anlar çünkü o güne kadar soykırım olmuş, deprem olmuş, hastalık olmuş, ölüm olmuş her şey bir yere kadardır. Ta ki o güne, o pis tarihe gelinceye dek...

P.S. J. L. Borges de 1. Dünya Savaşı sonrası Barcelona'da yaşamış bir süre. Bilmek ilginç oldu; onun kitabını Barcelona 'da okurken onun da Barcelona yaşadığını öğrenmek. İşte bu yüzden tesadüfler güzel şey.Yukarısı biraz karanlık geldi ama öyle değil demek için tesadüfleri kullandım. Tebessüm ettim. Her şeye rağmen, yine de.

No comments: