Thursday, July 26, 2007

Pompei'nin son günleri


Villa dei misteri, m.ö. 2.yy, Pompei

Pompei 'nin son günleri yaşanıyor. Evet, bir dönemin sonu, yeni bir tanesinin başlangıcı gerçekleşmek üzere. Garip hissetmiyorum desem yalan olur ama güzel olacağını da biliyorum (biliyorum, biliyorum biraz zor olsa da kabullenmem ve tipik şımarıklığımı göstersem de biliyorum, biliyor, biliyorlar yani hep beraber biliyoruz).

Günlerim sayılı, bugün geçti kaldı 3 ...

* "kontrol edebildiğin bir caziben var" *

Hakkımda çok şey duymuşumdur bugüne değin. Kimine çok gülmüş, kimine çok şaşırmış, pek azına öfkelenmişimdir. Yukardaki cümle, yenilerden. Dün duydum ve ilginç gelmedi desem yalan olur. Eğlenceli ve garip bir cümle gibi geldi bana. Hemen düşünüldüğü üzere tacizkar, fiziksel veya erotik bir anlamı yok, ya da ben öyle almadım, almak istemedim. ( eğer olsaydı zaten konum olarak bayağı boktan olurdu). Ancak aura dedikleri şeymiş, yayıyormuşum etrafa. Galiba böyle bir şey bende var da, ben pek farkında değilim ya da pek ilgilenmiyorum. Yine de itiraf ediyorum bu cümle geçenlerde duyduğum cümle kadar beni güldürüp şaşırtmadı ( duyunca telefonu neredeyse elimden düşüyordum. şok. ).

Merak ettiğim şu: söylenenden anlaşılan cazibeyi kontrol edebilmek iyi bir şey. Peki ya edemeseydim? Ya da kontrol edememek nasıl bir şey? Ne oluyor kontrol etmediğinde? Aslında düşünürsen daha mı iyi, daha mı kötü? Pek bilebileceğim bir şey değil sanki, çünkü nasıl kontrol ettiğimi bilemediğim gibi nasıl kontrol edemediğimi de hiç bilemeyeceğim bu gidişle. Neyse iltifat olarak algılayıp geçiyoruz.

Pompei 'nin son günleri, Dolce Vita'nın sonu -şimdilik- yeniden merhaba emeğin gücü dünyası.

Of ya...Bir de denize girememezlik durumu var ki sanıyorum en çok delirten o. Ne güzel gözlüğümü takıp taaa çok uzaklara kadar gidecektim. Eğer M. ile gittiysem ve sahilde yalnızsak kesin merak edecek, "nereye kayboldun yine? gitme o kadar uzaklara diyecek (ti)" ama bu gidişle biraz zor. Tekne mekne de yalan olur. Artık kış aylarında Brezilya 'ya giderim ayağımda havaianaslarımla, nasıl olsa orada yaz mevsimi yaşanıyor olacak (yalnız brezilyalı erkekler hafif çirkin; yani talihsiz bir şekilde gisele/ alessandra'nın erkek versiyonu pek yok , çoğunluk bir nevi super mario jardel kıvamında)

*deniz, deniz, mavi, deniz, mavi, deniz*

No comments: