Saturday, July 21, 2007

(onunla) Bir gün

Gün programı bambaşka iken birden yön yine değişti. Dışarda buluşacakken "bana gel istersen bende otururuz" dememle her şey bambaşka bir hal aldı, bütün gün, bütün gece evden çıkılmadı. Komikti. Eğlenceliydi. Güzeldi.

İnanılmaz şımarıktı (aynı şekilde inanılmaz güzeldi, şirindi). Genelde şımarık sıfatını taşıyan ben olduğumdan, şaşırtıcıydı benim için. "Ne yiyeceğiz?"( * 3 kere-en az), "dondurma yok mu?", "aa şimdi ne içeceğim ben, evinde de hiçbir şey yokmuş senin", "hayıır, ben o filmi değil, bunu seyretmek istiyorummm", "aaa evi toplamana yardım etmeyeceğim herhalde, misafirim ben" cümleleri sürdü gitti. Bir de bunlara ek olarak sürekli saçımla oynaması, sevmesi, elimi tutması, öpmesi vardı ki , hiçbir şekilde engel olamadım, durduramadım (öyle ısrar da etmedim, hoşuma gitti çünkü) ...

Yemek zamanı:

anotherstar- nasıl olmuş, beğendin mi pilakiyi?
o- valla çok güzel, bravo. şekeri, yağı, her şeyi kıvamında
anotherstar- iyi sevindimm, yaz yemeği işte. bak zeytinyağ da çok güzel, bu taş baskı olan, bu ayvalık'tan olan. içine biber, balsamik koydum çok lezzetli oluyor.
o- evet evet kaç çeşit zeytinyağ var bakimm sende? paralar buraya gidiyor galiba
anotherstar- yok canım, bir şey değil bunlar.

İçecek zamanı:

anotherstar- sana café frappé yaptımm. şımarıklığına uygun diye düşündüm. renkli kamış da koydum tam oldu.
o - ver bakimm. hmmmm çok lezzetliymiş. hmmm valla öyle. nasıl yaptın ki?
anotherstar- bir şey değil, alet var, atıyorsun yapıyor, kolay.
o - e hadi o zaman bir tane daha yap
anotherstar- aa bir dinleneyim yahu. hem şekerli o, miden bulanır
o- bulanmazz, hadi bir tane daha...

Kahvaltı zamanı:

anotherstar- gazeteler geldi, ama istersen sofraya oturunca oku, hatta bana yardım et sofrayı hazırla ben de kahvaltıyı hazırlayayım, eggs benedict yapacağım.
o- yok, ben dergi okuyacağım, gazetelere bakacağım, misafirim ben. ama eggs benedict güzel fikirmiş bravo
anotherstar- e nasıl yetişeyim hepsine?
o- yaparsın, yaparsın, hem de çok lezzetli olur, eminim.

1 saat önce:

o- ee bugün ne yapacağız?
anotherstar- valla benim işlerim var, bence ayrılalım bugün.
o- yaa olmaz, hadi habitat'ya gidelim, sen sonra hallet işlerini
anotherstar- ya anne, valla bence sen artık evine dön, bak çok güzeldi her şey ama hava sıcak çıkmayalım bugün, akşam ben zaten dışarda olacağım, dinleneyim biraz, dünden beri saçımı süpürge ettim.
j.a.- ama üzüyorsun beni
anotherstar- hahahaha sen sevdin bu postu çocuğumun evine sereyim, kıpırdamayayım, yerimden kalkmayayım durumunu. valla bence sen bir evine git, özlemişssindir çiçeklerini, koltuklarını.
j.a. - yani habitat'a gitmiyor muyuz? bak benim başka zamanım yok, şansını kaybediyorsun, evine bir şeyler bakardık.
anotherstar- nooo.

J.A. günlerdir yanan ege ilçesindeydi, yeni geldi. F.A. şehir dışında. Bir anda böyle bir durum oldu. Herhalde Fransa'dan beri bende beraber kalmamıştık. İkimiz. Dediğim gibi, çok şımarıktı ama çok eğlenceli, çok komik, çok müthişti J.A .

No comments: