Saturday, September 8, 2007

Gece IV...sabah...erken...

Bütün gün koşturma, koşturma, koşturma (ve zevk alma), akşam adamlara yemekte ayrı ayrı uğrama, sympathy for the devil gibi "let me please introduce myself" deme, gecenin bir köründe gelen son celebrity dj takımını karşılama, iki ingiliz zenci celebrity'nin "what about girls" gibi şaka ile karışık sorularına "darling burası hugh hefner'in şatosu değil" deyip kurtulmaya çalıştıkça karşıdakilerin daha çok gülmesi, yorgunluktan bitme ve home sweet home'daki finalin yağmur ile gelmesi ve sabah itibariyle şantiye için lastik çizmelerin aranması...

Diggin' it....
Lovin' it...
Enjoyin' it...
Wishin' it...
Smilin' for it...
Hopin' for it...

Just wonderin' : neden zenciler bir şekilde dokunmak istiyorlar? Daha doğrusu benimle böyle bir durum var. Asla ırkçılık filan değil bu (öyle durumlarla işim olmaz) sadece merak ediyorum, yanımdaki kimseye aynı şey olmuyor, görmedim. Bir, iki örnek değil bu, yılların gözlemi bu. En sonunda vardığım kanı şu; herhalde onlara çok beyaz geliyorum ama onların görmeye alışık olduğu sarışın, mavi gözlü beyaz tipliden farklı olduğum için mi acaba? Galiba böyle bir şey. İlginç olacak- yine-.

No comments: