Sunday, April 8, 2007

Never on sunday



Güzel filmdir Never on sunday...

İsmi de güzeldir. Pazarları bir sürü şey yapılmaz, görülmez, ilgilenilmez çünkü hafiftir pazar günleri. Şahsen pek sevmem pazar günlerini ancak belki de baharın etkisiyle bir hafiflik hakim bende. Boşver, aksın gitsin işte her şey...

* Nisan-mayıs ayında her gün doğumgünü diye boşuna söylemiyorum. Her gün bir parti, bir eğlence. Harita, güzergâh çizmek yanlıştır bana çünkü her an her şey olabilir (boğa'dan böyle ani değişiklikler beklenmez ama bizde oluyor). Hiç hesapta yokken tiril tiril kimano-elbisemi giyip partiye gitmek için çıkmışken kim tahmin edebilirdi ki Şimdi'ye uğrayacağımı. Eğlenceli oldu, elbisem olay yarattı da, sonrasında takıldığım Etiler-Ulus trafiği beni benden aldı. Nedir o ya? Hadi giderken trafik olması o saatlerde doğal denilebilir de, gece 3'de de trafik olur mu? Oluyormuş o hatta. Off bir de o lüks siteler nedir ya? Oturan otursun da ben sevmiyorum. Her şey kontrollü, her şey içiçe. Hoş, bu kadar kontrolün içinde bizimkinin süper güvenlikli sitedeki komşusu Şamdan Mehmet Tuna saydırmış balkonundan kurşunları, o ayrı.

Siteye itirazım yok, Yeşilköy'de 20 küsür sitede oturmuş biri olarak olamaz da zaten de sanıyorum bu yeni sitelerden hazzetmiyorum. Her şey Traffic filmindeki gibi bir hayat özentiliği içerisinde. Ne var ki hayat bu, her şey olabiliyor, değişebiliyor.

whatever

Never on sunday... Aksın gitsin her şey...

No comments: