Wednesday, September 3, 2008

Karşıya geçmek


İstanbul'un avrupa yakasında doğmuş biri için karşıya geçmek zuldur. Geçemez. Yaşayamaz. Belki en fazla Moda, Kalamış, Fenerbahçe gibi sahil kıyılarında yaşayabilir ancak daha ilerisi, üst tarafları, Cadde'nin yukarısı var ki ne yazık ki oraları, garip garip siteler, Ataşehir gibi gerzek yerler çoğu doğma büyüme İstanbullu'nun haritasında bile yer almaz. Ha bir de Üsküdar, Kuzguncuk, Çengelköy, Beyleybeyi, Vaniköy tarafı var ki. Evet oralarda oturulabilir, eski İstanbul'un hala yaşayan görüntüsünün içine girilebilir, bir İstanbullu orada mutlu olabilir. Olabilir. Belki. Neden olmasın? Bilmiyorum ben pek ilgilenmiyorum ama ilgileniyorlar, olursa da olacak, eski İstanbul'un hala gayri muslim barindirarak gündelik hayata bir zenginlik katan, romanlarında bahsi geçen, çok değil bundan 60 sene öncesine kadar kentli için hala uzak bir balıkçı rum köyü olan "köy"lerden biri olacak. Yine bir İstanbul köyünde başlaya başka bir İstanbul köyüne dönüş olacak. Dönüş Beşiktaş'tan motorla olacak...

No comments: