Friday, December 26, 2008

Film


Belki de uzun zamandır gördüğüm en güzel film. Paris. Elbette bu insanın ne, neden beklediği ile ilgili ama artık basit ve rahat filmler seyretmek, eğlenceli müzikler dinlemek istiyorum. Hiç öyle eskisi gibi azap, ağır film seyretme arzum yok. Görmüşüm göreceğimi, çekmişim çekeceğimi. Zaten hayat kısa ve sıkıcı ve spleen dolu, o yüzden daha fazla kendime maraz yaratmam gereksiz.

Film neden güzel çünkü her şey olması gerektiği gibi. Yaşamın ta kendisi gibi. Her şey içiçe ve hiçbir şey birbiri ile bağlantılı değil. Anlaşılması güç gibi duran bir cümle olsa da aslında çok basit. Her şey ve hiçbir şey ilişkisi. O kadar yakın o kadar uzak. O kadar farklı o kadar benzeş.

Ben çok beğendim. Şu günlerde çok ama çok özlediğim o kadar çok "fransız" şey buldum ki filmde sanki benden bir kesit yaşanıyor sandım. Galiba çok özledim Fransa'yı; boulangerie, la fac, socio, soirée, brasserie, spleen, vin, biere, copain, copine, copains, tout tout ...

Evde kaldığım gayet garip bir cuma gününde güzel bir film oldu bu Paris. Cedric Klapisch, 2008.

No comments: