Saturday, March 17, 2007

"Seksten bile iyi..."


Bugünün gazetelerin cumartesi eklerindeki başlık budur. Manolo Blahnik ayakkabılar artık Harvey Nichols'da satılmaya başlamış, türk kadınını bekliyormuş.

Sevdiğim, kâale aldığım insanlardan biri, zamanında bana eğlenceli bulduğu bir blog göndermişti. Manolo Blahnik ayakkabıları hakkında hazırlanmış bir blogdu bu. Ve " vardır senin şimdi bir çift Manolo'n" diye sormuştu. Yok valla Manolo'm! Olsa da olur, olmasa da olur diyeyim hatta.

Olmamasının en büyük sebebi topuklu ayakkabı giymeyi çok sevmemem ama bir de daha önemlisi, hadi aldım diyelim paraya kıyıp güzel bir çift Manolo, nerde giyeceğim onları?
Beyoğlu'nun Çin'den dönmüş Türk granitleri üzerinde mi, yoksa Akyol'dan rampayı çıkarken mi? Hadi yolu da geçtim, hangi klube giyeceğim? Klup mü var İstanbul'da? Dans 'da çoluk çocuğun yanında mı, Şamdan'da yarım dünya adamların yanında mı? Bazı şeyler bana bazen "mış gibi" geldiği için yapmıyorum, yapmayı özellikle tercih etmiyorum. Zaten, dünün yapma sarışın bugünün kızıl ışıltılı kadınları alır veya aldırtırlar hemen, hatta ân itibariyle Harvey Nichols 'da tükenmiş bile olabilir. E o zaman mümkünse ben hiç almayayım, elimdeki Chanel, Sergio Rossi 'lerimle idare edeyim.
Daha Türkiye'de pek kimseler bilmezken bu ayakkabıları (en az 8 yıl önce), J.A.'ya "ya böyle fenomen ayakkabı markası var ama bizim yokuştan çıkarken nasıl olur bilemedim, o yüzden de almadım" dediğimde oldukça derin bir nefes çekip "iyi etmişsin çocuğum, alma boşver" demişti.
Başlıktaki cümleyi Madonna sarfetmiş bu ayakkabılar için de, ben nacizane bir şekilde şüpheliyim" diyeceğim. Hani kendisini çok beğeniyoruz, Confessions on the dance floor dvdsini seyrederken, ayağında o topuklar varken yaptığı danslara, figürlere hep beraber hayran olduk da, bu söylem biraz abartılı geldi bana desem. Altı üstü bir ayakkabı, kuş kondurmuyor neticede. Topuğu kırılır, bizim arnavut kaldırımlarının arasına sıkışır, olur da olur yani. Ama yine de Madonna bu, vardır bir bildiği.
P.S. Hastalığıma J.A.'nın verdiği her zamanki gibi "çocuğum öyle zemheri zürafası gibi çıkarsan sokaklara olacağı budur. Yok mu palton, takken, söyletiyorsun beni şimdi? " oldu. İyiyim ama şimdi.
P.S.(2) İlaçların etkisiyle bir sürü kabus gördüm, hiç iyi uyumadım. Ancak uyandığımda kolumda saat gördüğümü hatırladım. Hadi itiraf ediyorum, kolumdaki saat altın bir Rolex'di (biraz kıro zevklerim olduğum için haliyle rüyalarım da kıro). Aradım baktım, aslında saat çok iyiye işaret değilmiş ancak saat ne kadar güzelse her şey o kadar güzel olacak demekmiş. Evvelsi gece de sabun görmüştüm, hatta Roger& Gallet sabunlardan ama o da iyi bir şey değilmiş.

1 comment:

Anonymous said...

O dore pabuclarin ucundan cikacak parmaklarin temizligi cok onemli ama tabi