Monday, March 26, 2007

Kıskançlık, granturismo, Roma,

Daha dün M. ile kıskançlık konusu üzerinde konuşup gülüyorduk. Kendisine oldukça garip gelir, bendeki yanımdaki karşı cinse dair kıskançsızlık hali. Gerçekten de öyledir. Kolay kolay kıskanmam, vukuatlarım yoktur, olsa da sayılıdır, hele hele "yan masadaki kıza baktın, bakmadın" gibi hallerim hiç yoktur. M. de benim tam tersim olarak mekandan gitme, masada yer değiştirme gibi garip sayılabilecek hareketler yapan karakterdir. Karşı cins kıskançlığı dışında da, öyle milletin malında filan gözüm olmadığı, "neden bende yok da onda var" diye düşüncelere sahip olmadığım için pek bilmediğim kıskançlık duygusunu hissettim bugün.

Tam evden çıktım, karşımda duruyor...Nasıl güzel, nasıl asil, nasıl Roma kokuyor. İç geçirip, "rengi de trench coat'uma uyuyor" diye düşünerek yoluma devam ettim.

Bahar havası geldi ya, durmuyorlar, her yerdeler! Hele bizim cumhuriyette, her sokakta bir tane var zaten. Haliyle ben hepsinin önünden geçerken bunalımdayım.

O kadar ki, yine bayılmış bir vaziyette manasız kardio hareketlerimi yaparken baktığım camdan bile görüyorum. Bir tane olsa neyse, neredeyse onlarca, renk renk. Hepsini gördükçe kıskandığımı hissediyorum...

Kendime inanamıyorum, duyguma inanamıyorum, beceriksizliğime inanamıyorum, zamanında sahibi olabilecekken, R 80 sahibi ciddi motorcu Efsane'nin "kursa gitmen lazım, ciddiye alman lazın, bileklik takman lazım, trafiğe çıkmadan önce en az 100 saat kullanman lazım" laflarını dinlediğim için kendime asla inanamıyorum vs. gibi düşünceleri kafamdan geçirip bir yandan da bacaklarımı çalıştırırken, birinin bana bir şeyler söylediğini duydum.

- vespa club üyesi misin?
o anda aklından vespa kıskançlığı geçen ben, bu laf üzerine şoktayım zaten. dedim "allahın elinde sopası yok".

a- yoo, neden?
- üzerinde vespa club t-shirt'ü var da o yüzden sordum, sen sık giyiyorsun bu t-shirt'ü.
görülüyor ki bende spora götürülecek t-shirt mevzusunda herhangi bir akıllanma söz konusu değil, halen çantaya ne attığımın bilincinde değilim. ancak karşı cins de bir alem. ne diye, kimin neyi, ne sıklıkla giydiğine bakar ki?

- şu aşağıdaki de benimki, yeşil olan.
ama bu kadar da olmaz. ben kaçmaya çalıştıkça, kendime bir tane alana kadar geçmeyecek olan kıskançlığımı frenlemeye uğraştıkça önüme çıkıyor.

a- güzelmiş ama ben renkli sevmiyorum diyerek konuşmayı bitirmeye çalışıyorum.

Gülüyorum konuşulanların, aklımdan geçenlerin akabinde yaptığım bu sohbete. Bir yandan da hissiyatımın bu hali beni korkutuyor. Ne var ki bununla bitmiyor bugünkü maceram, tam çıkışta kıskançlıkla bakarken granturismo'ya, vespa boy "istediğin zaman al kullan" gibi, beni benden alan bir laf ediyor, ısırdığım elma parçası boğazıma takılıyor...

1 comment:

Anonymous said...

to resemble each other, tracking...