Thursday, November 6, 2008

Kim nerede kaçta ne yiyor?

Bugün dilerdim ki müthiş tasarım müthiş gentrification müthiş trendy müthiş çağdaş mekanda olup manasız tasarım yemekler yiyeceğime cenaze için karşıya geçen ve sonrasında Üsküdar Kanaat Lokantası'na giden F.A. ile kuru fasulyemi yiyeyim.

tasarım, gentrification trendy çağdaş yemekler: vegi burger, somonlu pizza, vezüv, anne mantısı, bagel sandviç

kanaat yemekleri: kuru fasülye, pilav, turşu, muhtelif zeytinyağlılar ve hatta sorbet

Doğru, belki her gün kanaat yemekleri yenmez ama her gün de füzyon mutfağı yenmez. Burası çok tasarım bir yer olduğu kadar çalışanını çok aç bırakan bir yer aynı zamanda. Her seçenek Asmalı Mescit'in havalı mekanı ve türevleri gibi. Kantin olması gereken yer ise kantin değil, Uğur Dündar programlarında baItalicskın yapılan yemek viraneleri gibi bir yer. Çıkıp gidip yemek yenilecek yer yok, olanlar ise ufak taburelerde oturtan uykuluk satan yerler (ki tatmışlığım yok uykuluk denilen şeyi). Hal böyle olunca etrafında bol seçenekli yerlere özeniyor insan. O yüzden bugün F.A. beni arayıp da "kızım şimdi Kanaat'te kuru fasülye yiyeceğim sen nerdesin?" deyince çok kıskandım. Ben o sırada havalı Asmalı Mescit mekanının gentrification şubesinde füzyon yiyip Kanaat'tekilere imreniyordum.

P.S. acıklı ama kantin denilen o kadar kötü o kadar dolandırıcı ki gitmeyip orada yemeyip protesto ediyoruz. herkesi bilmem ama ben gitmiyorum para vermiyorum ve para kazandırmıyorum. hal böyle olup da her gün diğer füzyon lokantalarında yenmeyeceği için evden yemek getiriyorum. evet çok "uncool" bir durum olduğunun farkındayım ama hayat işte. insanın hayatta ya bir duruşu, söyleyecek bir lafı vardır ya da yoktur. O yüzden ve bu durumun değişeceğine inanmadığımdan sefertası arıyorum. yani öyle çelik- metal olanlarından değil de biraz daha güzel biraz daha kool duranlarından. galiba habitat'da varmış gitmem lazım o acayip adresistanbul denilen yere ki depresyona giriyorum orada ben.

No comments: