Thursday, January 29, 2009

Sen!


Tahammül edemediğim şeydir tanışılmadan, resmi ortamları gerektiren yerlerde sen ve ben isteyerek konuşmak.

Ben ki kimi zaman küstahlık ve ukalalık taraftarı olabilen bir insanım ama varoşluk ve kendini bilmezlik en tahammül edemediğim şeyler. Bir ülkenin başbakanı nasıl ama nasıl bir başka ülkenin cumhurbaşkanına "sen" diyerek konuşmaya başlar, o varoş otoparkçı mafyası tavrı ile konuşur? Karşındakini sev sevme, beğen beğenme hiç önemli değil ama medeniyet, yol yordam hatta racon diye bir şey var.
Hele o "one minute" telaffuzu ... Anladık bilmiyorsun lise mezunusun üniversiteye gitmedin ama yapma bazı şeyleri yapma! İnsan utanıyor. Senin adına. Bakamıyor seyredemiyor. Gerçekten zaten hiç keyfim yok günlerdir, iyice midem bulandı o "one minute" lafını duyunca....

P.S. bunlar ailecek kabus. başbakanın karısı da bu olay karşısında ağlamış! davos'ta, herkesin içinde, ortalık yerde. benim başıma böyle bir olay gelse -hani bence bu kötü veya kişisel bir olay değil ama böyle bir durumda kalsam- yapacağım tek şey dik durmak olurdu. her ne olursa olsun hiçbir şekilde ağlamadan, güçsüz gözükmeden dimdik ayakta durmak ve onun (kocamın) yanında olmak olurdu. ağlamak neden? sanki ezilmiş, dövülmüş, haksızlığa uğramış gibi. aman yarabbim. cidden bunlar ailecek kabus.

1 comment:

Anonymous said...

haksızlığa uğramış gibi- demişsin de uğradı gerçekten de.