Thursday, August 21, 2008

P.S. olimpiyatlar

Olimpiyatlar hakkında yazmak işim değil haddim değil ancak çocukluğun 4 yılda bir yaz aylarının en büyük eğlencesini yazmak büyük keyfim. O halde here we go (again?)...

Öncelikle olimpiyatlarda tenis, basket, voleybol, futbol gibi dallarla zerre ilgilenmediğimi söyleyeyim. Gereksiz bence. Olimpiyat denilen şey atletizm ve yüzmedir. Elbette bana göre, o halde vik vik laf etmenin alemi yok.

Kırılan rekorlara hiç girmeyeceğim ama Jamaikalıları seviyoruz, benim kıçımı yerinden kaldıramadığım 9 saniyede 100 metro dünya rekoru kıran Usain Bolt'u seviyoruz, üçü birden 1,2,3'e yerleşen Jamaikalı atlet kızları seviyoruz, Michael Phelps'i izlemeyi seviyoruz... derken bu yeni yüzücü mayolarından hiç memnun olmadığımı söylemeliyim. Giyip de yüzüp rekorlar kırdığımdan değil ama görüntümü bozuyorlar. Kız tarafını bilmem ilgilenmem ama erkek yüzücüler kesinlikle bu mayolardan giymemeliler. O ne öyle, Atatürk'ün Florya Köşkü'nün denize girerken giydiklerine benzeyen pijama pantalon gibi bir şey. Atletik yapılılar karşı cins, mesela yüzücüler su topçular kesinlikle diğer tüm erkek takımında % 100 çirkin duran ama kendilerinde Adonis etkisi yapan küçük, kısa mayolardan giymeliler. Biz kızlar bunu tercih ediyoruz, olimpiyat ekranlarında böyle görüntüler görmek istiyoruz.

Madem kız-erkek konuşuyoruz hemen belirteyim gazetelerde filan resmi çıkan Uruguay, Paraguay gibi bir ülkeli olan siyah ötesi teni, siyah saçları, mavi gözleri, çirkin mavi güneş gözlükleriyle türk erkeğinin libidosunu yükselten cirit atan atlet kadını müthiş çirkin, müthiş paçoz buluyorum. Ama türk erkeği bu, beğenisine yorum yapılacak gibi değildir ve mutlaka ne olursa olsun mavi göze tavdır. Her daim.

Hiç ilgisi olmasa da renkli göz demişken yıllardır adımımı atmadığım, attığımda da kimseyle konuşmadığım yaz evindeki J.A.'nın komşuları beni -haliyle- ilk gördükleri anda "yeşil" gözlü olmadığımı farkedince müthiş hayal kırıklığı yaşadılar. Ve ziyadesiyle belli ettiler. Meğer bugüne kadar öyle sanıyorlarmış, beyaz ten, kızıl saç (ki sanki kendi rengim) olunca ne beklenirmiş ki başka? Bilemedim ne tepki vereceğimi, güldüm ve "yok gözlerim yeşil değil, bildiğiniz sıradan kahverengi" dedim. Ne diyeyim ki başka? Gerçekten kadın milleti hele belli bir yaştan sonraki ilginç oluyor iyice.

whatever ...

Olimpiyatları seviyoruz, eğleniyoruz, keyif alıyoruz. FAKAT erkek yüzücüler! Hemen slip speedo'ları geçirin üzerinize! Adonis kası görmek istiyoruz.

P.S. Olimpiyatlarla ilgili değil ama başlayacak lig ile ilgili. Nihayetinde şu ligde eli yüzü düzgün beğenilmesi yüksel ihtimal bir oyuncu var. Kewell. Benim için fazla temiz ve çocuk yüzlü ama en azından yakışıklı, hoş bir adam. Ama Tony Soprano'ya değişir miyim? Never ever. Değil mi Frankie?

No comments: