Sunday, June 1, 2008

Hırs

Hırs denilen şey tehlikelidir. Ya da ben tehlikeli bulanlardanım. Hırsın kabul edileni, makul olanı, kişiyi ileriye götüreni var bir de Machiavelli izinde gideni var. Hırslı kadınlar, hırslı erkekler bana çok itici gelir. Hele hele amacına ulaşmak için Machiavelli'nin yolunu tercih edenlerden zerre hazzetmem. Sinsice, gülümseyerek büyük planlarını masum ifade ile saklayanlardan uzak durayım.

Hayatta her gün hırsla imtihan içerisindeyiz. Kimi zaman yeniliyoruz kimi zaman kazanıyoruz. Yenildiğimizde karşımızdakini gözyaşları göremesek de ağlatıyoruz, içinde bir şeyleri kırıyoruz. Kazandığımızda ise etkisini hemen anlamasak da sakinleşiyoruz, belki farkındalığımız sonra gelişiyor ama günü geldiğinde yaptığımızla gurur duyup huzur içerisindeki vicdanımızın hafifliğini yaşıyoruz.

Geçtiğimiz günlerde bu güzide ülkenin özenle şeçilmiş güzide milletvekilleri görme engelliler ile bir dostluk maçı yapmışlar. Amaç zaten çoğumuzun hayal dahi edemeyeceği bir zorluk içerisinde yaşayan insanlara keyifli an, gurur duyacakları bir müsabaka yaşatmak. Ancak bu çok güzide insanlar görünüşte ayı olmakla kalmayıp maneviyat olarak da ayı olduklarını göstermişler. Dostluk maçı yaptıkları görme engellileri 7-3 yenerek! Gerçekten bravo. Ne kadar yüce bir başarı, ne kadar fevkalade bir davranış. Ne kadar şanslıyız bu adamlar mecliste bizim paralarımızla günü gün ettikleri için. Ha bir de bunlar dincidirler. 5 vakit namazında, ramazan ayında orucunda, flörtü günah sanan, her daim her yerde büyük konuşanlardan yani. Aslında tek tanrılı tüm dinlerde mütevazilik ve hırsına yenilmemeye dair söylemler hatta yasaklar vardır ama herhalde bu ayılar bizden daha iyi biliyorlar ki böylesine şerefli bir davranışı gerçekleştirmişler. Ne de olsa biz günahkarız. Rakı filan içip türlü rezillikler yapıyoruz ...

Neden pazar günleri hafifliğini anlatmak varken böyle sinirleniyorum?

Neyse never on sunday ...Dün gece, eğlenceli gece, şaşırtan gece, keyifli gece, güzel gece. 04:04. Hiç fena değil.

No comments: