Tuesday, May 5, 2009

Hafta arası bir "MET" eğlencesi

Bizde yok ama yurtdışında "balo" denilen ve belli bir kesim tarafından çok ciddiye alınan çok şaşalı şekilde hazırlanılan bir şey var. Bunlardan en büyüğü de NY Metropolitan Museum of Art Museum'da kostüm bilmem nesi olarak düzenlenen balo. Valla kıyafetler o kadar fantastik ki kendimi tutamadım cumayı bekleyemedim verdim veriştirdim.
Hayal kırıklığı # 1. Artık hırstan ve egodan deliren Madonna iyice sıyırmış vaziyette alemlere akmış. Üzerindeki Marc Jacobs tasarımlı bir Louis Vuitton elbise. Yani elbise çirkin, o kafasına taktığı ve hiç anlamlandıramadığım bant çirkin, çizmeler ve çizmelerin topuğu ayrı çirkin. Çirkinden öte gülünç ve hayatta gülünç olmak kadar kötü şey yoktur. Ve Madonna'nın bu kadar gülünç olduğuna inanamıyorum.
Hah hayal kırıklığı # 2. Rihanna. Karpuz kollu diyeceğim tam karpuz değil sanki maşallah Diyarbakır karpuzu gibi kollar ve Dolce & Gabbana tasarımı çirkin kostümün bir de boyunda papyon ile süslenmesi müthiş olmuş! Ya cidden herhalde tarz sahibi olmamak böyle bir şey. Ne verirsen giyiyorlar, dikkati böyle çekeceklerini sanıyorlar beni benden alıyorlar. Kızı zaten beğenmiyorum, bu kötü garçon manqué kopyası hali ise iyice kötü.
Bitmiyor bitmiyor ve hayal kırıklığı # 3 geliyor. Gossip Girl'de Chuck'cığımın delicesine nefret yüklü tutkuyla sevdiği Blair Waldorf (gerçek adını bilmiyorum) tanımlamakta zorlandığım bir kıyafet ile kırmızı halıda çıkıyor. Şimdi ne bu? Tulum mu, tayt mı, yemin ediyorum anlamadım, ayrıca gözlerim yoruldu bakmaktan bu renk cümbüşüne. Ayrıca bu kabus kıyafet de Louis Vuitton. Allah'tan bu kıyafetlere para vermiyorlar sadece ödünç alıp görünüyorlar ortalıkta.
Yani Helena tamam 40 yaşındasın taş gibisin ama o Zac Posen imzalı elbisen bizim Kız Eğitim Enstitüsü'nün sene sonu defilesinin finalindeki klasik Atatürk temalı elbiselerine benziyor; hani üzerinde "atam çok yaşa" filan yazar. İşte bunda da "vogue" yazıyor ama ben bu kadar tasarıma bu kadar paraya bu kadar emeğe bu kadar varoş bir kıyafet görmedim. Bravo yani.
Kafasındaki o sıkmabaş görüntülü nesne olmasa Kate Moss gecenin güzelleri arasında olurdu ama bu arkadan püsküllü türbanı ile kool ötesi Kate Moss bile tutunamaz. Elbise yandaki Marc Jacobs'ın ama türban başkasının tasarımı. Ama toptan ifade ile bildiğin kötü.
Muhteşem renk lacivert bir mini Versace elbise ve güzel Gisele ve yeni kocası. Şimdi Gisele güzel insan filan da bu kıza şu sarışın saçlarına rağmen hâlâ kumral diyorlar ya, ben anlamıyorum. Boya filan fark etmez, neresi kumral? Kumrallığı mı kalmış, bildiğin sarışın. Ha bu arada kendisi yakın zamanlarda eski sevgilisinden olan 1 yaşındaki oğlunu "kendi çocuğum gibi seviyorum" gibi açıklamalar yapıp çocuğun annesini delirtmiş bir insan. Düşünüyorum da, ben 7 aylık hamileyken sevgilim beni terk edecek ben çocuğu tek başıma doğuracağım, çocuğa adamın soyadını değil kendi soyadımı vereceğim, her şeyi tek başıma göğüsleyeceğim, sonra adam görmek isteyecek ve zevzek sevgilisi "benim kendi çocuğum gibi seviyorum" gibi açıklamalar yapıp bunun üzerinden haber yapılacak. Yemin ediyorum Gisele Misele dinlemem, kafasına geçirirdim oocuğun plastikten kaydırağını, çocuğu ise zaten göstermezdim. Ne münasebet ya? Aklı kıt biraz galiba. Ayıp yahu, böyle açıklama yapılır mı? Ama güzel kız, beğeniyoruz.
İkinci güzel çift. Elbise şaşalı bir balo elbisesi ama güzel bir balo elbisesi, JT ise zaten smokini içinde müthiş. Yalnız sormak istiyorum "neden gözlük". Zaten güzel çocuksun, elin yüzün düzgün, bırak sakalını çıkart o Woody Allen gözlüğünü (ama kızlarda çok seksi buluyorum gözlüğü ve mümkünse kalın çerçeveli olanlarından takmak istiyorum, frankie'ye taktığım, sekrekter taklidi yaptığım gibi).
Güzel elbise, güzel sayılabilecek bir kız, tamamdır.
Yine 40larında güzel bir kadın Claudia Schiffer ve Versace elbisesi. Güzel kadın güzel elbise. Ayrıca akıllı bir kadın bu kadın. Öyle kendini 20lik kızlar gibi sokağa atmıyor ve klas kalıyor böylece.
Kate Beckinsale bu gecenin belki de en güzeli. Hem elbise güzel (baloya balo elbisesi işte; hem ihtişamlı hem de zarif) hem de kendisi. Marchesa'dır elbise, hepsini geçer.

Anna Wintour Chanel giymiş ama Chanel imzalı bir duvar kağıdı olmaktan ileriye gidememiş.

Bir MET gecesi bir balo daha derken herhalde cumaya yazacak bir şey kalmaz, biter gider bu hafta.

No comments: