Thursday, July 3, 2008

Bugün yerine geçmiş zaman

Geçtiğimiz haftadan beri hatırlamakla meşgulum. Eskiyi, eski günleri, eski insanları, eski insanlarla eskiden yapılanları. Buruk değilim aksine tekrar yaşamış olmak çok mutlu etti beni. Yüzüme yapışmış gibi bu keyifli ruh hali. Dışarıya da yansıyor sanıyorum (beni çok özlediğini söyleyen b. bile yazdıklarımda içimdeki duygularımı hissettiğini söyledi).

Gün olur resimler, mektuplar, maillerdir özlemi hatırlatan; gün olur sadece bir koku, bir kahkaha, bir kelime veya içten akıp giden kandır. Geçmiş, geçmiş oluyor her saniye her dakika, her saat her gün. Oysa bugün hala bugün, yarın için ise hala umut var. Hiç beklenmeyenin, her an her şekilde gelişebilecek olayların (elbette la vie n'est pas toujours en rose, il faut le dire mais elle est telle qu'elle est et il faut l'accepter) varlığı umut edilebilir.

Kim bilir? Olabilir mi? Gerçekten mi? Acaba? Nasıl yani? Kesin mi? En sonunda olacak mı?

P.S. Resimdeki elbette ben olmasam da saç kesimi, elbise ile benziyor ama ben öyle elimde resimlerle komaya girmem muhtemelen. Ancak güzel resim "se souvenir de belles choses" (ayrıca şu fotoğraf, fotoğrafçı, fotoğraf çekenler vs ile ilgili bir post'um olacak önümüzdeki günlerde). Evet güzel günleri, güzel anıları, güzel zamanları hatırlamak lazım (ama kötüleri de unutmamak unutturmamak lazım, orası ayrı)

Good times
These are the good times
Leave your cares behind
These are the good times
chic, good times, 1979

No comments: