
P.S. Şu sayfalara o kadar çok şampanya resmi koydum ki bugün için koymayayım dedim, eskilerden kullanalım. Ama aksın şampanya, yeni yılın şerefine, her şeyin şerefine ...
Cuma bugün, parti var, açılış var, gecelerdir kaçırdığım partilerin yakalanışı var var da var. Bugün blog fani olsun, komik olsun, çok mu?
Nicole Kidman'nın giydiği Balenciaga bir takım olup geçenlerde bir gece giydiği imiş. Yandaki de Balenciaga defilesinden. Takım tam olmuş da bence facia olmuş. Neden bir insan böyle bir şey giymek ister? Zaten ucuz gri, sönük ve kişiliksiz takımlarını giyip, şirketin verdiği gri sedan arabaları ile trafikte saçmalayan kadınları ezmek istiyorum (dün sabah gördüm yaşadım yani ne dediğimi biliyorum), bu resimle gri takım hadisesine iyice sinir oldum.
Giyen giysin de bana gelip kimse "güzel oldu mu" diye sormasın. Baştan söylüyorum çirkin.
Bu da gün ortası boğazlarımda batan dikenli tel varmış hissi yaşarken can sıkıntısından girilmiş post'tur.
Önce güzelle başlayalım. Amerikan Vogue'nun patronu Anna Wintour istemiş Georges Condo diye bir sanatçı Andy Warhol'un 1976 tarihli The Red Queen tablosunun önünde hiç sevmediğim marka Calvin Klein kıyafetler ve çok sevdiğim marka Bottega Veneta halka küpelerle-çok seviyorum hoop earring denilen şeyi yine ismini bilmediğim ama çok bilindik bir mankenle resimler çekmiş, Vogue'un aralık sayısına sayfa sayfa sergilenmiş. Gerçi burada belli olmuyor (ki bu iyi bir şey) ama kızın saçlarının rengi felaket. Kül rengi. Aman yarabbim. Saç rengi demişken de demek ben bu röfle hadisesine acayip tepkiliyim bunu anladım çünkü kaç kişi reflüyü röfle algılayıp "hayıır benim saçlarımda röfle yok" diye satırlarca ısrar eder?
whatever...
Merak edilen bu tanımlamanın açıklanmasından sonra yine talep üzerine gelen "çirkin ama karizmatik erkekler" tanımlaması üzerine olacaktır ama daha vakti belli olmamakla beraber Anotherstar'ın ruh haline bağlıdır.
P.S. Sanal alemlerlere, ortamlara bu kadar laf edip içinden çıkan sürprizlerle bu kadar mı eğlenir bir insan? Doğru, pek inanmıyorum sanal alem üzerine kurulanlara ama bazen de yanılabiliyorum. Dün yine bu sanal ortamların birinden gelen bir mesaj güldürüp eğlendirdiği kadar merak da uyandırdı. Hiç tanımadığım sadece yaptığı tanımlamalardan, açıklamalardan bildiğim ama bir şekilde arada bir birbirimizden haberdar olduğumuz biri, şu an vitrindeki yeşil manolo blahnik'leri görüp beni anımsamış. Ne denir ki buna, cheers'den başka. Olsa şampanya kadehimi kaldıracağım. Ayrıca yarın gidiyorum Kanyon'a görebilmek için.
Güzel kadın, kötü kıyafet... O kurdele ne allah aşkına? Kim veriyor bu fikirleri? Charlize Theron da Oscar Töreni'ne boynunda kafasından büyük yeşil renkte kurdele ile katılmıştı, alay konusu olmuştu "köylü güney afrikalı" diye. Kurdele olabilir de boyut diye bir şey var şu hayatta. Söylüyorum her şeyde "size does matter".
Bu cuma da biter gider dükkan kapanır (aslında bu cuma dükkan daha erken kapanacaktı ama that's life)
Muhtemelen her gün gördüğümden olsa gerek bana bu bizim mekan hiç mi hiç çekici gelmiyor. Pek bir bauhaus pek bir steril geliyor ama seveni çok, aktivite yapmak isteyeni çok, hatta düğününü yapmak isteyeni çok.
Dün gece bizim mekandaki havalı Asmalı Mescit mekanı yukardaki "fake" markanın lansmanı sebebiyle kapalıydı, defilesi vardı, kalabalık insanları vardı, bizimkinin çaldığı gruplardan biri vardı sahnede. Bence gayet kötü, gayet tapon, gayet sıradandı. İnsanlar zaten bir kötüydü (hepsi aynı saç modeli ile dolaşan kadın tipleri, yuppie olamamış orta sınıf yöneticiler vs), hemen kaçtım defile mefile hak getire (neden bu kadar çok bilinen bir markaya lansman yapılır ki? hedef kitlelerinden herkes biliyor zaten) Sadece bizimkini, U., dinlemek sonrasında yine çalacağı diğer grubun çıkacağı Roxy'e Sekvotka ile buluşmak için bekledim.
Ben çaldığı, son zamanların epey ünlü grubunu sevmiyorum ama seveni çokmuş. Doldurmuşlar mekanı. Bunlar eskiden şimdiki solist ile başka bir isimle müzik yaparlardı, bu sefer davuldaki U.'ya basta kardeşi Boogie Boy eşlik ederdi, 90ların ortasıydı sanki, yine Roxy'de hafta içi günler çıkarlar, sahnede komik olurdu iki tane aynı tip.
whatever...
Roxy'nin Yan'ı güzel fena değil. Herkes gitmişti de ben gitmemiştim; güzelmiş. Gittim Sekvotka oturmuş bara bekliyor, büyük kavuşma sarılıp öpüşme anları (çünkü işin doğrusu uzun zaman olmuştu sadece ikimizin buluşmayalı). Dedikodular, atılan şen kahkahalar, zevzeklikler, seviyesizlikler, derken bitti gitti. Özlemişim sırf ikimiz olmayı (çıkışında şamdan diye tuttursam da zoraki olarak bir sonraki sefere attık)... Bugün de cuma, akşam yine" yan yanmam lazım daha çok yol almam lazım".