Sunday, August 9, 2009

Dönüş, 2

bodrum, mövenpick, yalıkavak, reca's, xuma, deniz, deniz, deniz, deniz, deniz, sait, memedof, adamik, zaman makinesi, sandoz, devamı, d. a.k.a louboutin, karabasan h., kayıp çanta ve içinden giden her şey, kabus, reflü krizi, çağırılan doktor, bulunan çanta ve içinden geri gelen her şey, mutluluk, sakinlik, huzur ve whatever happens in bodrum stays in bodrum...

p.s. uçağın erken saati sebebiyle bugün xuma'ya gitmeyip ne yazık ki otelin havuzunda yüzüp şöyle kollarımı havuzun taşlarına dayamamla daha dün güldüğümüz bir pozu anımsadım. galiba biz kız takımında havuzun kenarında durup poz verme arzusu, isteği ve talebi var. daha doğrusu havuz kenarında bir banu alkan-ahu tuğba-bo derek gibi poz verme ve bunun fotoğraflandırılma arzumuz var. ve tabii çoğunlukla bunu facebook'a koyma hali. amann derimmm. ne kadar çok kız-kadın var facebook'ta öyle poz veren. hepsi bir su perisi gibi bakmış, havuz kenarında bedenini yarısını sudan çıkarmış hali ile poz vermiş, derin derin bakmış, resim çektirmiş sonra da onu profil resmi yapmış. vah vah! kimse alınıp bozulmasın ama böyle bir resim çektirip bunu da herkesin göreceği yere koymak büyük varoşluk. ha bir de unutmadan elbette resim çekilenin gözleri mavi ise yani suyun rengi ile uyumluysa en büyük artı elbette ki onda. hani mavi ve mavi birbirini tamamlıyor, derinlik sağlanıyor. bravo. aslında profil resimlerinde böyle resimler olanların hepsi birer stefanie, birer claudia, birer daria, birer erin, birer natalia; yazık harcanıyorlar bu hayatlarda ve onların resimlerini çekenlerle...

No comments: