Friday, April 17, 2009

Cuma eğlencesi: pre-london calling

Neden bilmiyorum ama nedense geçen cuma yazmamışım eğlencemizi. Galiba güzel elbiseler beautiful people yoktu o yüzden olabillir.
Soldakini bilmiyorum ama sağdaki alman köylü güzeli Diane Kruger. Üzerindeki de Marchesa. Cidden yandan tek kollu kıyafetler sevmiyorum. Kendinden düşenler tamam ama böyle olanları beğenmiyorum. Kadını normal şartlarda çok sıradan çok vasat güzellikte bulsam da burada ilk defa beğendim ilk defa bok atmayacağım. Omuzlarını beğendim galiba yoksa yüzü yine ezik iyi aile kızı sarışın tipinde.

Manken Coco Rocha (ki blogundan zekasının biraz kıt olduğunu anlıyoruz) ve Zac Posen. Zac Posen smokin ile kurtarmış çünkü o üzerindeki halı gibi pelerinimsi ceketi başka hiçbir şey kurtaramaz. Yanındaki Coco'nın kıyafeti de görgüsüz zengin evinin salonuna özel olarak dikilen halının salona büyük gelmesiyle yandaki müştemilata verilsin diye kesilmiş bir parçası gibi duruyor. O derece kabus! Allah akıl fikir versin yemin ediyorum, bu kadar paraya bu kadar zevksizlik ancak böyle olur.

Tanımam etmem ama soldaki kız, saçları, elbisesi duruşu tamamdır. Yalnız şunu sadece merak ediyorum; gördüğüm kadarıyla o elbisenin arkasından kızın kıçı mı görünüyor ( şok şok şok valla)? Diğeri fazla fütüristik bana göre-gerçi fütüristik mütüristik diye laf ediyorum ama B.'nin geçen seneki doğum gününe giydiğim elbise de benzer şekilde futura anotherstar şeklindeydi.
Yine tanımam etmem ama pembe elbiseli kızın elbsesi rengi hariç tabii tamamdır, tam bana göre. Neden mi? Önünün açıklığı mükemmel. Tam istediğim sevdiğim hatta ve hatta B.'nin acayip kızdığı gibi.
Yılların Drew Barrymore'u. Hatta yaşadığı acılar, travmatik hayatı sebebiyle de neredeyse acıların kadını gibi bir şey. Ben beğenirim normalde kendisini de burada fazla kendisi dışında buldum. Ki elbisesi muhteşem Alberta Ferrretti imzalı gayet şık gayet klas ama nedense Drew Barrymore tarzı olmamış. Bir kere bu kadar beyaz kadınların bu kadar açık ve soluk renkler giymemesi lazım (misal ben giymiyorum). Zaten rengin açık elbisenin rengi açık kim farkedecek ki o halde seni?

Hana Soukupova. Galiba saçlarını kızıl yapmış. Kötü olmamış aslında ama bence kendisi sarışın olması gereken insanlardan. Elbisesi güzel de o eteğin altından çıkan jüpon gibi şey nedir pardon? Eskiden bazenf formanın altına tayt giyerdik resmen öyle olmuş. Ayakkabıları da normal güzel bir şey. Rengi güzel yani farklı yoksa bildiğin stiletto, Steve Madden de yapıyor Jimmy Choo da yapıyor kimse anlamaz farkını.

Hiç öyle etnik sentetik giyim tarzını sevmesem de kaftan denilen hadiseyi seviyorum, bazen de giyiyorum. Bu kızın üzerindekine bayıldım. Kız da tutunur. Çantası, tahta bilezikleri filan tamamdır. Bulsam alacağım o kadar beğendim.

İşte yaşlanınca böyle olmak istiyorum ve bitiriyorum. Dore renkli şantuk takım giyeceğim saçlarım da gri-mor gibi bir renk olacak. Şahane.

Ho ho ho! London Calling!

No comments: