Thursday, October 4, 2007

Gün ortası

Bisikletlerle dolu bir kampüs (ki itiraf ediyorum şurası ile ilgili yegane eğlenceli nokta bu : dünden beri herkesin kullanımına açık bisikletler var. görevlisinden, öğrencisine, misafirine herkes kullanıyor, işi bitince bırakıyor kenara, kullanmak isteyen de oradan alıyor. cidden çok eğlenceli. ben dün gece yarısı boş otoparkta kullandımmm), feci kötü yemeklerin olduğu bir kantin ve istenmeden duyulan ancak ses tonu sebebiyle duyulmaması imkansız olan harvard'lı çocuğun bahçesinin dedikoduları:

- ooolum kız resimleri koymuş
+ hadi len! sizin resimleri?
- yemin ediyorum hemen tag yapmış ama anında aradım kaldırttım "koyamazsın" dedim.
+ büyük zaten o, 80'li
- evet ama olsun nolcak sonra başkası olur
+ olur olur sayfasındaki kızları gördün mü???
- ooooolum görmez miyimmm?

Çok feci çok! Herkes her şeyi görüyor, biliyor, soruyor (misal:anotherstar&evlilik), hakkında dedikodu yapıyor (biz de yaptık mı, yaptık tabiiii, orası ayrı) , böyle gayet pavyon kılıklı plastik kantin masalarına düşürüyor (kim bilir bizimkiler hangi masalara düştü? pleksi olmasa bari)

C'est la vie (douce) darlin' her şey olabilir.

I'm easy like sunday morning...I'm easy like sunday morning...Easy... franchement, j'ai l'air super difficile mais , bon, (il y a toujours un "mais") il faut savoir se comporter with me.

1 comment:

Anonymous said...

K.'nın dediği gibi FİŞLENİYORUZ!
kendimiz istemiyomuyuz bunu, evet!
olsun, konuşan konuşsun, eğlenceli bence:)
dur bak saati gelmiş ben sana bi drink gönderim şekerim, şöyle havalısından... artık plastik mi olur plexi mi olur konuşulan masa bilmem ama yarın akşam bizim konuşacağımız masa, beyoğlu'nun ahşap masaları olacak, o kesin...