Wednesday, September 2, 2009

Kumaşı aynı olanlar


Kimi zaman iyi kimi zaman kötü bir şey "kumaşı aynı olmak". Neticede evet, bir etiketleme, klişe hatta bazen önyargı ama kumaşı aynı olan insanlar var. Ve dediğim gibi bu bazen gayet hoş bir iltifatken bazen de gayet kötü bir nitelendirme.
Olay bitmiş kapanmış seçilen seçilmiş artık ilerlenmeye başlanmış ama bizim eni konu düşük profilli, düşük eğitimli ( öğretim değil, eğitimden bahsediyorum), düşük bilgili kapasiteli medya dünyasında hâlen Vogue TR'nin başına geçen kişi ve diğer ünlü Vogue editörleri yorumları konuşuluyor, üzerine yazılıp çiziliyor. Elbette holdinglerce sahiplenilmiş gazetelerinin köşelerinden değil, kendilerinin yeni eğlencesi olan twitter sayfalarının üzerinden (şahsen benim yok, ayrıca twitter sayfamın olmasından çok korkuyorum çünkü sıklıkla yanlış insanlara yanlış mesajlar atan biri olarak biliyorum ki güzel ama intelligence limitée bir insan olan burcu esmersoy'un başına gelen benim hayli hayli başıma gelir, tüm dünyaya rezil olurum, altından da öyle kalkamam valla, ne yazık ki hiç pişkin değilimdir bazı konularda, belli olmasa da utanma duygum vardır).
Şimdi 30lu yaşlarında holding gazetelerinde köşeleri olan birkaç kadın gazeteci var. Hepsi müthiş güzeller, müthiş tasarımlar, müthiş tarzlar, müthiş moda biliyorlar, müthiş de egosentrikler. Hele hele bir tanesi var ki cidden son dönemlerde beni benden alıyor. Hem yazdıkları hem de egosu ile. Diğeri sanıyorum hem biraz daha güzel, hem de biraz daha havalı bir evlilik sahibi. Daha bir kool, daha bir dinamo taşları gibi dizili bir düzene sahip. En son bu ikisi kapışmışlar ama kapışmamışlar çünkü ikisinin arasında mümkün değilmiş öyle bir catfight durumu. Ben şahsen inanmam. Bugün o sular durulur ama hiçbir zaman bir göl durağanlığına gelmez. Gün gelir, o tırnaklar çıkar ve diğerinin yüzünü çizer, scarface gibi iz bırakır. Ha, bunu ne kadar dürüstçe yüzüne karşı yapar, ne kadar arkadan vurarak puştça yapar onu bilemem; bu artık yapanın haysiyetine kalmış. Ama kumaşları aynı ikisinin de. Biri poplin ise diğeri de pazen. O kadar; ne şantuk ne ipek ne saten ne keten. Poplin ile pazen !
Ha resimdeki Anna Wintour ve Carine Roitfeld'in de kumaşları aynı. Biri Amerikan Vogue'u, diğeri Fransız. Biri ipek, diğeri saten. Ha bir de Alexandra Shulman var ki ingiliz vogue'un başında, harikulade bir dergi çıkartır; Anna Wintour ve Carine Roitfeld'e göre daha az glamour kadındır ama kumaşı aynıdır. Yani biri ipek biri saten diğeri de özel işlenmiş moherdir. Yani bizimkiler, buradakiler gibi Poplin ile Pazen seviyesinde değildir olay.
O kadar sıkılıyorum ki bazen 3. dünyanın 3. dünya hırslarından...

No comments: