Tuesday, July 5, 2011

Güneş, balçık ve siyaset


"Güneş balçıkla sıvanmaz" atasözü aslında çok doğru da işte modern hayatlarda işin içine siyaset, topluma karşı takınılan maske girince bir şeyler bazen kaplanabiliyor, gözaltı kapatıcısı gibi ten rengine uyduruluyor. Şike, Fenerbahçe, Aziz Yıldırım vs elbette çok üzgünüm de eğer bu olay gerçekse ne gerekiyorsa yapılır, olan biz takımını seven taraftarlara olur. Hiç öyle "yok öyle gerçek değil, asla inanmam, kesin yalan" diyecek halim yok ama bu işte sadece Fenerbahçe olduğunu düşünmüyor haliyle de inanmıyorum. Eğer bu kadar büyük bir tezgahın içinde Kanaryalar varsa büyük paraların döndüğü bu sirkte hayvanlar aleminin dostlarından Aslanlar ile Kartallar da vardır, olmaması da düşünülemez. Vardır da sadece bu seferlik yırtmışlardır. Yırtanlara da, bize de hayırlı olsun. Belli ki bizim yol biraz fazla tümsekli, tali yoldan kaçma şansımız yok. Fenerbahçe de düşerse de ligden düşer yapacak bir şey yok ama başkaları istedi diye kimse herhangi birine duyduğu sevgiden vazgeçmez. O yüzden "huaa noldunuz ligden düşüyorsunuz? diye gelecek GS'lı arkadaşlara şimdiden söyleyeyim dedim düşüncemi. Budur.

Ha bir de Pennyslvania ile beraber yatıp kalkan ve tabii ağlayan kral lakabı taşıyan ( metin oktay varken kendisinin krallığı tartışılır da) yeni milletvekili Hakan Şükür var ki gerçekten de mevkiisine uygun açıklamalarda bulunmuş. "Benim çok değerli arkadaşlarım var, çocukluğumuzu beraber geçirdiğimiz. Ama ben sporculuk hayatımda hep yalnız kalmayı tercih ediyordum çünkü, çok içli dışlı olduğunuz zaman bazı şeylerden ister istemez belki tehditle belki başka şeylerle işin içinde olabilirsiniz" (sabah, 4 7 11). Ne kadar doğru değil mi? İnsan arkadaşlarını çok iyi seçmeli. Ya istemeden böyle garip bir durumun içerisine düşüverse? Hay allah!

No comments: