Saturday, December 12, 2009

Cumadan cumartesi kayan eğlence

Sıkıcı hava, sıkıcı sabah, sıkıcı yağmur yağdı yağacak görüntüsü derken keşke soğuk kar yağışlı ama yağmursuz ( ve "buzsuz". ne kadar güldük geçen gece m. ile oje'yi görüp "buzsuz" hadisesini hatırladığımızda. hey yarabbim, karşı cins resmen fantastik bir yaratık, akıl sır ermiyor) olsa diye düşünsek de uzun zamandır gerçekleşmeyen beautiful people'lı eğlence belki yağmurlu sabahın eğlence güneşi olur -sanat güneşi olamayacağına göre-.İşte moda takipçisi türk kadının en sevdiği tasarımcılardan; Donna Karan. Ne kendisini ne de CK 'ı sevmediğimi yüz kere söylemişimdir ama dükkan benim olduğu için yineleceğim: I don't like her, 'em. Tasarımlarını vs beğenmediğim gibi ilerleyen yaşına rağmen hala şu Flashdance ile Fame karışımı kıyafetlerle sokaklara çıkmasını anlayamıyorum. Ya bırak biz giyelim omzumuzdan dökülen bluzlar tozluklar ama ellisini geçkinler lütfen dursun artık ve yaşlarının idrakine varsınlar. Kendisinin kendisine benzeyen hadi daha bir kolay tutunabilecek fiziğe sahip kızı var misal o giysin ama lütfen La Donna e Mobile Donna Karan giymesin. Üşenmedim baktım değil elli, altmışında kendisi. Acilen stop DKNY!

İşte ikinci bir 50'lik bombası daha. Madonna. Hepimiz kendisine hayranız, ona özeniyoruz, pilates yapmak sıkılaşmak istiyoruz ama gidişatını korktucu buluyorum. Yüzünün gerginliği itici boyutlarda, kollarının çirkinliği felaket vaziyette ve 20lik delikanlılar peşinde koşması ne yazık ki hiç inandırıcı gelmiyor. Kendisi erkeklere değil de genelde eşcinsellere "güzel ve çekici" gelen bir fiziğe sahip. Gün olmasın ki geylerden Madonna resimleri ile bezeli mailler gelmesin. O durmaksızın ter atma, manyaklar gibi spor yapma, gram yağ olmama haline hayranlar herhalde diye düşünüyorum. Yukardaki resmin devamı ve enjekte edilmiş yüzünün kırmız ruj ile kırışmış hali vardı ama istemedim o halini sayfamda.

İngiltere'de bakan filan olsam kesin bazı celebriti tayfasını tımarhaneye kapatırdım. İlk sırayı da antipatik ve içimizdekilerden olmayan irlandalı Bob Geldof ve kızları alırdı. Iyyk! Sürünün üyelerinden biri sağdaki gri saçlı. Hem çirkin hem de zevksiz. Soldaki de kraliyet prenseslerinden biri. Zamanında Diana'nın zarafetinden sonra aileye gelin gelip de acımasızca Ms. Piggy diye dalga geçilen Sarah Ferguson'nın kızı. Hoş bence. Doğal kızıl, çilli. Hele yanındaki gibilerle yanyana gelince açık ara geçer gider.
En sevdiğim, tarzına hayran olduğum insan, W.A.G. dünyasının taçsız "ana kraliçesi" Victoria Beckham ve Kate Moss. Aslında W.A.G. mother queen'nin tahammülümü zorlayan ten renginden söz ederdim -ki bu konuda ırkçıyım, biliyorum- ama yorulmak istemiyorum sadece her zamanki gibi zorlama ve çirkin demekle yetineceğim. Fakat Kate Moss her zamanki kool halinden sanki bir çöküşe doğru gidiyor gibi. Referans veya PR olarak değil ama fiziksel olarak sürekli bir Last Night Party sitesindeki gibi yaşam tarzı artık vücudunda ama asıl yüzünde etkisini göstermeye başlamış. Yılların yorgunluğu artık yüzünden okunuyor. Çökmesi bence yakındır. Keşke çökmese ama çekirge işte bir , iki diye sıçrıyor. Üzerindeki kötü ama yabancıların giyinip çıkıp "içim gözüküyor mu" diye düşünmeme hallerine hayranım.
Muhtemelen herkesin beğendiği ama benim her zamanki gibi sıradan bulduğum rus manken Natalia bir şey. Kendisi fakir ama güzel olanların güzellikleri ile bir yerlere gidebileceğinin göstergesi. Az şey değil küçük bir köy pazarında meyve satarken Londra'nın köklü ailesine gelin gidip de Christofle'ları kullanmak. Ama işte insan her şeye olduğu gibi lükse de alışıyor. Normalde çok kötü giyindiğini düşünürüm ama burada elbisesinin renklerini değil de modelini beğendim. Kendiliğinden yakası düşüyor. Fakat o renkler nedir ya? Fütüristik hologramlar gibi yanar döner. Tanımam etmem ama giyinebilen böyle giyinsin. Ayakkabılar hariç! Şimdi ben bunun içine bu kız gibi "incecik" olarak girebilseydim tabii takıp takıştırır bling bling olurdum. Mesela kolda altın roleks boyunda zincirler harikulade olurdu, kıyafet de gayet siyah gayet oğlan çocuğundan hallice, yani forever kool. Şimdi düşündüm de akşam böyle mi giyinsem?Elbise güzel, elbisenin göğüs açıklığı şahane, Eva zaten güzel, saçlarının boyu da taranması da tamamdır, bu post'un tek bir kadını vardır o da Eva. Yağmur mağmur ama ben gidip bir Anna Wintour olayım; hoş artık upuzun saçlarımla nasıl olacaksam...

No comments: