Monday, February 25, 2013

(erken) Cuma eğlencesi # Oscar, part 2

Oscar tantanası bitse de beautiful people ve gece alemleri bitmiyor. Bitmesin de ayrıca, böylesi daha eğlenceli çünkü ecnebi beautiful people 'ı ne kadar eğlenceliyse bizimkiler bir o kadar sıkıcı. Hele sabah sabah İclal Aydın'nın "kürküm gerçek ama evde kedi besliyorum" açıklması ile zaten şiştim. Eger people ile şişeceksem mümkünse Atlantik'in diğer yakasındakilerle olsun, bizimkilerin dar beyinleri nefes almamı iyice zorlaştırıyor ...

Marisa Tomei. Herhalde 40larının ortalarında ve bayağı hoş bir kadın. Zamanında Oscar kazanmışlığı da var kendisinin. Tulumu, elleri cebinde hali, gülümsemesi ile gayet şahane bir görüntü veriyor.


Tanıma gerek yok, aşağıdakilerin kim olduğunu modern dünyada artık Moğolistan bozkırlarındaki birkaç ilkel topluluk dışında bilmeyen kalmadı. Normal şartlarda Kardashian Ailesi fertlerine beklendiği kadar fazla antipati duymasam da şu resim, o ten rengi, o ruj rengi, o abartılı makyaj, o göğüsler, o iki çirkin elbise, o yapaylık, o yapay şuh bakışlar...Ama Kim Kardashian akıllı bir kadın. Aynen Paris Hilton gibi. Para ve Los Angeles şöhreti dışında başka hiçbir özelliğe sahip olmadan koskoca bir imparatorluk yaratmak gibi. Ayrıca çocuk yaptığı insanı da doğru seçerek nasıl güzel ve karlı bir düzende ilerlediğini de göstermiş oldu. Zamanında bir aile dostumuz demişti; "kiminle beraber olduğun, evlendiğin, boşandığın önemli değil; geçer gider. ama kimden çocuk yaptığın önemli çünkü o zaman o insan bir ömür boyu hayatının içinde olacak demektir" diye. Çocuk yapmak da kimi zaman kadının en büyük güçlerinden biri değil mi? Beraber olduğu veya olmadığı erkeği kendisine (eve) bağlamak için, ayrılmamak (boşanmamak) için, evlenmiyorsa evlenmek için, daha çok para, mücevher, kıyafet ve tabii üzerinde güç için kullandığı bir durum değil mi? Evet, doğru, herkeste ve her zaman değil. Allah'tan değil ki hala büyük ve gerçek bir sevgi ile yapılanlar var. Iyi ki var. Ama ben kötü olduğum için, Kim Kardashian'nın Kanye West'ten gelecek push present listesini düşünemiyorum bile. Kim bilir, belki içinden biraz zarafet de çıkar...

Vegan çift Natalie Portman ve balet kocası. Elbisesi şahane olmasa da temiz ve güzel. Çanta gereksiz. Ama asıl zümrüt küpeler buradan seçilmese de müthiş. Zümrüttür olay; pırlanta değil. Belki bir power couple değiller ama güzel genç sağlıklı çiftler, daha ne? Her power couple mutlu olsa, dünya yaşanır bir yer olurdu.
Naomi Watts 'ın bu elbisesi ile Oscar'a giydiği karşılaştırılsa üstün gelen aynen aşağıdakidir. Tek kollu elbiseler itice gelse de o dağınık gibi toplanmış saç, elbisenin renkleri, parıltısı, payetleri, çantası, tamamdır ya cidden.Yazmaya konuşmaya gerek yok.

Aman Allah'ım diyerek başlıyorum ve ikisini birleştiriyorum. Yani Heidi Klum ve Liberty Ross. İkisi de manken, ikisi de uzun zamandır şöhretli, ikisi de kocalarından bir aldatılma neticesinde yeni boşandılar ve ne yazık ki ikisi de Vanity Fair partisine üzerilerinde sanki  şöhrete yeni kavuşmuş bir çömezin "herkes bana baksın ve kocamın ne kadar büyük bir hata yaptığını görsün" ifadesi ucuzluğunda kıyafetlerle geldiler. Neden ki? Zaten güzeller zaten herkes kocalarının gerizekalı olduğunu düşünüyor. Yani (benim hiç beğenmediğim) Heidi Klum'un şu kadar itici bir göğüs dekoltesi ile  dolaşmasına ne gerek var ki zaten Heidi Klum 'sun. Beğendiğim Liberty Ross ise herhangi bir çamaşır giymeden-ne üste ne alta- giyinip çıkmış işte. Cidden çok sıkıcı. İki elbise de güzel değil, iki özgüvensiz insanın varlığı her şeyi daha yorucu hale getiriyor. Neymiş, "müthiş özgüvenliyim" diye bağıra bağıra konuşan da, kaba saba davranan da, yolda yürürken vurup geçen de, en harika vücut diye ortalarda dolaşan da aslında özgüvenli olmuyormuş.

Benim için yeni bir insan kendisi. Kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yokken ani bir şekilde öğrenmiş oldum. Irina bir şey. Şu manken olan, klasik w.a.g olan. Soyadı yine tam olarak aklımda kalmayanlardan.Vücut takıntılı olanlardan olmadığımdan kendisinin hayranlık duyulan istisnai vücut ölçülerine imrenmek bir şey ifade etmediği için gayet bakmıyorum da bir şekilde dikkatim o itici kıyafetten çıkan göğüslerine, benzer iticilikteki göz makyajına, ten rengine, dudaklarına filan bakmaktan kendimi alamıyorum. Hayır, en korktuğum şey, benim kadar göğüs bölgesini açma taraftarı birinin bu kadar göz kamaşmasından sonra muhafazakar olma ihtimalimin yüksekliği. Korkunç. Sıkıldım ve hala bakamıyorum. Kaçıyorum. Gerçekten de gece görsem kaçacak durumdayım.


No comments: