Sunday, June 20, 2010

Never on sunday # 3



benim için çok komplike bir o kadar karmaşık planlar, uzakta planlar, ilk yarısına katılmadığım planlar (güneş altında planlar beni aşabiliyor. özellikle de sahil beldesinde suyun içinden çıkmadığım bir durum yoksa), 18:30 adalar vapuru, 2 jeton 6 lira, planlanın 2. ayağına katılacaklar olarak sevdiğimiz insan kool şahsiyet k. ile buluşma, 1 saatlik ada yolculuğunda fındık fıstık derken "keşke bira da alsaydık" , burgaz, , "yaa onlar gelene kadar biz başlarız ya" diyerek 20 kişilik masaya oturmak, yavaş yavaş gelenler, buluşanlar, masaya neredeyse sığamama, fantastik 4'lü, uçan manda t.'nin foto şipşak gibi çalışması, t.'nin elindeki louis vuitton bavulu ve fantastik ayakkabıları, gey kapilim z., masanın az bildiğimiz yarısı (açıkcası 1-2 kişi dışında da görsem tanımayacağım bir grup) vs isveçli m.'nin doğum günü kutlaması.

p.s. benim için en bombası kirliliği sebebiyle yapmış olduğum saç modelinin beğenilmesi. r. söyledi, t. söyledi, uçan manda söyledi, b. söyledi. onlar söyledikçe de ben şaştım. tamam bence de güzel oldu ama bu modele sebebiyet saçlarımın leş gibi olmasına rağmen artık uzun olduğu için yıkayıp kurutmaya bu sıcakta saç kurutma makinesi ile şekil vermeye üşenmemdir.


p.s.(2) dünya küçük de bazen bir hiçbir şekilde merhaba dahi demek istemediğin insan topluluğu karşına çıkıyor işte. hem de arka masada. offf ki offf. ulan en 20 kişilik gruptan sadece 1 kişi tamamdır, diğer 19'unu toplasan 1 adam etmez o kadar varoş, o kadar sıkıcı, o kadar dünyadan haberi olmayan, o kadar "yırtmaya geldik istanbul'a" , o kadar "büyük tiyatrocuyum", o kadar "kuzum cicim" diyerek konuşup yalan da söylerim, iş ahlakı da bilmem, zaten bu işten başka hiçbir yerde de çalımam ama müdür oldum" olabilir. hiç dönüp merhaba demedim tabii, aynen görmezden gelip dümdüz yürüdüm. hayat çok kısa, özel hayatımda gereksiz sosyalliklere, arkadaşlıklara, "aman çok insan tanıyayım, herkes beni sevsin çok popüler olduğum bilinsin" gibi hadiselere yer yok. en azından benim için. herkes her şey dengi dengine.

p.s. (3) eve kelebeklerin girmesi nedir??? o kadar güzel ki, dünden beri eve onlarca kelebek girip çıkıyor.


Koy gitsin! Neyin ne olduğunu yaşayanlar biliyor, gerisi boş. O halde yarın ağlamak yok!

Never on sunday baby!

No comments: