Sunday, June 20, 2010

Koltuk

via the selby,
Koltuk evin önemli nesnelerinden. Elbette alınan koltuğun evin metrekaresi, koyulacak yerin büyüklüğü/küçüklüğü gibi detaylarla çok ilgisi var. Belki harikulade bir koltuk almak istense de mesela salonun tasarımı, genişliği buna uygun olmayabilir. Deri koltuk güzel şey. Şöyle salonun ortasına koyacağım şekilde tek bir koltuğum olsun isterim. Gel gör ki salon buna çok uygun değil. Pencerenin önündekiler ise deri olsa da açıkcası derilerini de şekillerini de beğenmiyorum. Eve taşınacağım zaman daha Ikea'nın Habitat'nın dükkanlarını açmamış olmaları sebebiyle Efsane 'nin "al sen bunları" gazına gelip kendisi, kendini "tasarımcı" sanan spastik kardeşi ve görgüsüz eski sevgilisi ile ortak olduğu manasız dükkandan gelen 2 tane koltuk var. Koltuklar deri kaplı ama bence güzel bir deri değil ve rengi yüzünden de gerçek bir deri koltuk hissiyatı vermiyor (o yüzden de en kısa zamanda kaplamak istiyorum).

Resimdeki harikulade. Rengi güzel, derisi güzel, işçiliği güzel. Doğru, yazın pişirir, tene yapışır, terletir ama görüntüsü müthiş. Louis Vuitton'nun Paris'teki ofisinden. Hiç şaşırtıcı değil, n'est-ce pas?

No comments: