Tuesday, January 26, 2010

Aralarda gelen "cuma eğlencesi"

Araya giren bir sürü tatsız olay, gündeliğin keyifsiz hatıraları derken ödüller partiler geçti gitti, ona buna sallayamadan bazı kıyafertleri beğenemeden gün bitti. Golden Globe ve SAG ödülleri geçti herkes Oscar'a hazırlanıyor. Keyfim yerinde bugün. Hazır beautiful people da gecelerde dolaşıyorken, neden olmasın?
Ya bilmiyorum, bu Drew Barrymore bazen güzel bazen değil, bazen şirin kız bazen seksi kız, bazen şişman bazen zayıf yani anlamıyorum ama galiba giyinmeyi hiç bilmiyor. Hele şu renginin güzelliği hariç elbisenin içinde hiç olmamış. Yeni nesil Vera Wang tadındaki tasarımcı Monique Lhuillier imzalı abajurumsu bir etek ve eteklerindeki fistolar filan sanki elbise değil de başka şey gibi. Hani perdeler vardır bazı evlerde koyu renkte uçları da fistolu gibi işlemelidir içinde tül geçer, işte öyle bir kumaşın elbiseye uyarlanışı olmuş. Ayrıca ilk kıvrım da Drew Barrymore'u iyice geniş göstermiş.

Güzel elbise, güzel kız. Asıl elbisenin arkası açık bence olay odur ama bu resimde o yok. Emilio Pucci imzalı beyaz elbise girl next door tipli ama güzel Kate Hudson'a ayrıca yakışmış. Bu arada kendim için de forever Pucci. Ne yapayım seviyorum.
Bence beyazlığının verdiği "beyaz güzellik" dışında etkileyici bir fiziksel tarafı olmayan yüzü botokstan gerim gerim gerilen dudakları şişirilmekten yüzüne uymayan Nicole Kidman sarı düz saçlarını kızıla çalan bukleli hale getirip Oscar de la Renta elbisesi ile SAG ödüllerinde hippi chic olmuş. Ki olmuş bence. Genelde kendisini pek beğenmem ama burada güzel olmuş, ve ayrıca genel haline göre nisbeten doğal güzel olmuş, e daha ne?Sadece adam için koydum bu resmi itiraf ediyorum. Mad Men 'nin karizmatik yakışıklı ama hayatını yalanlar üzerine kurgulamış karakteri. The Sopranos'dan sonra seyredecek dizi bulamadığım için ara sıra Mad Men seyrediyorum ama hangi gün kaçıncı sezon unutuyorum. whatever. Sakal da nasıl yakışmış! Sakalın yakışmadığı herhalde çok az erkek var, mümkünse hepsi bıraksın...

Alternatif bir isim iken mainstream bir şahsiyete haline dönüşmüş Chloe Sevigny. Türk moda dergilerinde tarz sahibi olduğu söylenen moda takipçilerinin Kate Moss, Sienna Miller ile beraber "gardrobunu ele geçirmek istediği" insanların başında gelir kendisi. Ben şahsen her zaman her daim beğenmem ama burada hoş olmuş. Valentino elbisesi bayağı güze ve kendisi çirkin bir tip olmasına elbiseye yakışmış. Yani girl suits the gown.

Güzel kız nisbeten güzel elbise. Marion Cotillard ve haute couture elbisesi. Bu elbise Golden Globe'daki nefti yeşili Dior'dan daha eli yüzü düzgün, derli toplu ama diğerinde jartiyerimsi bir dantel gözüküyordu elbisesinin içinden. Ve o detay bu elbisenin mükemmel temiz görüntüsünden çok daha etkileyiciydi. Kız iyi güzel ama bence sevgilisi Guillaume Cantet 'nin hatırına resmi koydum.Offf Bavyeralı köylü güzeli sahnede... Oldukça sıradan bir güzel olarak bulsam da kendisini beğeneni çok ki orada burada oynuyor, hayranları peşinden koşuyor, tasarımcılar giydirmek istiyor. Kısacası Diane Kruger burada da her zamanki zevksizliğini konuşturmuş. Yani yorumsuz kalacağım ve sadece insanın Christian Lacroix Haute Couture giyiyor olması zevkli olması anlamına gelmiyor demekle yetineceğim.


Bitiriyorum. Ama bu sefer karşı cins ile. Papyon çirkin bir şey ama ilgilenmiyorum çünkü kendisi gayet taş bir insan. Sakallı ve sarışın ve siyah takım içerisinde; tamamdır. Biter gider, 13 yaşındaki küçük kızlar gibi I love you Justin diye de bağırırım (goldie konserinde heyecanımdan basiretimin bağlandığı düşünülürse gayet girlie bir tipim, orası kesin)

No comments: