Sunday, May 27, 2012

Le retour # 2

hiç gidilmemiş kıbrıs, kumarhane cenneti kıprıs, nikah+eğlence için gidilen kıprıs, big k. sister e. ve manitasının nikahı, gey kapılım z., isveçli, sonradan gelen r., organik b., cücük g., asla anlaşılamayan kıprıs şivesi, "kötürümdür" öncesi; perşembe sabahı uçağı, 07:35, hala inşaat halindeki sokak, "köşeden al beni", havaalanı yolu, "ya bir gün strasbourg'a dönerken a.y. ile yayılmışız o salonlarda yok içki yok yemek derken hoparlörden sn. y, sn. a acilen uçuşa bekleniyorsunuz bu sizin için yapılan son çağrıdır anonsları ile koşmuştuk" diye anlatıp aynısının başımıza gelmesi, elimizdeki içkileri bırakarak rezil vaziyette uçağa girmemiz, otel, gelin-damat karşılaşması, hafif heyecan, mutluluk heyecanı, elbette kıyafetlerin buruşması, müthiş oda servisi, "kot-tişört olmaz lacivert elbiseni giy", nikah, şahane pudra pembesi elbiseli şahit gey kapılım z., gelin-damatın mor uyumu, pek şahane gelin, nikah sonrası irish pub, murphys, pek eğlenceli pek keyifli saatler, elbette jameson, gecikerek de olsa gelebilen r., akşam yemeği, yeşil elbise, eksikleri olan elbise, balıkçı, bütün gün tüketilenler üzerine şampanyaları da neredeyse tek başıma içmem neticesinde kumarhaneye gidemeyişim, ladurée; cuma, kıbrıs için rüzgarlı hava ve ne yazık ki gözlüğümü takıp yunan adaları'na yüzemeyişim, darlanmalar-arlanmalar-güneş nerede diye aranmalar-"allah'ım sana geliyorum", ailelerin ekildiği 2. gece yemeği, şahane bir thai somon (?), pek güzel yemek ama pek soğuk dışarısı, üşüme hali derken cücük g.'nin serseri genç deri montu ile oturmam derken 100 metre ötede bar eğlencesi ve anında montu çıkartıp kendimi, içimdeki etna'yı yeninden bulmam, beklenmedik planlanmamış hazırlanmamış tesadüfi planın muhteşemliği, araf denilen mekan, jameson-bira, ucuz içkiler, keyifler, kıbrıslı gençler ve hiç anlaşılmayan şiveleri, dans-müzik-eğlence, "şahane hayatımız var" gibi herkesin şahane şekilde eğlenmesi (aman dili ısırmak, en çok sevdiğini ilgilendiğini dilediğini söyleyenden kaçınmak lazım), gelin hanımın deliden korkması ama pek eğlenmesi, yine kumarhaneyi es geçişim, nihayet cumartesi denize giriş, 2012'nin ilk denizi, dönüş yolu, tek odaya sığışımız, giyindim giyindin giyindik çıktık, gerçekten de içkideki haksız vergiler çıktığında görülen paranın ucuzluğu, bir kez daha küfür, bir kez daha dikte edilene tepki, bir kez daha her geçen gün büyüyen o gitme arzusu, bir kez daha (her türlü) haksızlığa sinirleniş ve le retour ve home is where the heart is ...

p.s. "balayındayız" ve "balayı bitti".

p.s. (2) "salla". cidden. istediğim tek bir şey var günün sonunda.

p.s. (3) aslında her şey daha bir leş, daha bir fantastik olurdu da that's life bebeğim...

p.s. (4) kıbrıs aslında 80lerde kalmış bir ege şehri gibi. binalar, kıyafetler, müzikler; hemen her şey 80leri anımsatıyor. ayrıca sokaklarda dans edebilmek, camiinin tam yanındaki barın bahçesinde içki içebilmek, dans edebilmek cidden şahane bir şey.

p.s. (4) ne yazık ki bizim otele gelen mehmet ali erbil ve demet akalın'nın korkunçluklarını geçiyor, sayfayı kirletmiyorum. tek bir şey; o ne kadar mutsuz bir adam o ne kadar sevileyim diye şaklabanlıklar yapan bir adam...çocukken sevgi görmeyince yaşın büyüdükçe herkes seni sevsin istiyorsun galiba çünkü başka türlü bir açıklaması daha acıklı olur onun durumuna. şarkıcı olanı geçiyorum zaten, bakamadım ben kendisine ten rengine parlak taşlı kafası kadar tokaya zaten 1 dakikadan sonra...

böyle de çirkin ve hala büyümeyen bir grubuz...

2 comments:

Trofolo said...

bir Kibris yapayim ben ya.

İsveçli said...

allah'ın kıprıs'ında bu kadar eğleneceğimiz, bu kadar tozutacağımız aklıma gelmezdi. seviye forever yerlerde zaten..
thanks for the honeymoon bebişim:)))