Friday, May 11, 2012

Cuma eğlencesi # 5

Ve beklenen eğlence başlasın, cuma eğlencesi sallasın...Niyetim yoktu diye düşünürken fantastik giyinmiş beautiful people ve Met Ball ve gelen eğlence önelerine daha fazla karşı koyamadan gecenin en bombası ile başlıyorum. Gay God Marc Jacobs ve Costume National imzalı tranparan dantelli elbisesi. Birçok insan gibi ilk sorum şu: neden? İlgi çekmek için olduğunu düşünüyorum çünkü rahatlık bu elbisede pek söz konusu değil. İki, böyle boğaza kadar kapalı, her tarafı dantel işlemeli elbise kaşındırmıyor mu? Beni kaşındırır huylandırır şahsen. Zaten dantel sevmeyen biri olarak giymem ama maşallah Marc Jacobs içinde beyaz boxer ile bayıla bayıla giymiş, yanına sevgilisini almış en sona da 14. Louis ayakkabılarını geçirmiş. Kaşlarını da daha koyuya boyamış, elmacık kemiklerine dolgusunu yaptırmış olduğunu, eline de siyah bir clutch alarak beni benden almış demek durumundayım.


Çirkin elbise ve down to earth yogi skinny anne. Elbise Prada olup, doğumlardan sonra hep kilolu olduğunu beyan eden skinny mom da, sevgimin her geçen gün arttığı Gwyneth Paltrow. Elbise korkunç, sevgili de Gwen de, saçı da, elbisenin yanından çıkan göğüsleri de, köprücük kemikleri de elbisenden de korkunç.

Hiç tahammül edemediğim esmer güzelliklerden, Jessica Alba, ve elbette güzelliğinin en harikulde özelliği beline kadar gelen kezban saçları, asla ten rengine yakışmayan koyu kırmızı/bordo ruju ve hiçbir özelliği olmayan tasarımcı Michael Kors'tan o kadar doreye rağmen sıradan ve özelliksiz duran elbisesi. Yazmak bile gereksiz.


Gecenin sahibi Anna Wintour ve kızı. Anna Wintour 'un baloya, amerikan televizyonlarının bir başka güzide ismi Kim Kardashian'ı davet etmediği, manitası Kanye West 'e de tek kişilik davetiye gönderdiği konuşuluyor. Olabilir, şaşırtıcı olur mu? Yo. Korkulan çekinilen bir şahsiyet kendisi ama aynı zamanda en güzel cevabı veren, en güzel reklamı yapan insan da kendisi. Üzerindeki Prada. Yani kendisine ithaf edilen The Devil Wears Prada romanındaki haline hem cevap veren, hem de reklamını yapacak şekilde Prada'sını giyip çıkmış. Kızı ise Erdem Moralıoglu giymiş; bence sıradan ama güzel.

Bir editor-in-chief'ten bir başka ex editor-in-chief'e...Ama Carine Roitfeld döver, orası kesin. Givenchy Haute Couture, tamamdır, forever carine...
Korkunç, korkunç, korkunç. Belki Rodarte 'ın elbisesi tek başına korkunç değil ama madem baloya gidiliyor o halde neden high tea peşinde koşan yaşlı ingiliz babaanneler gibi giyinir ki bir insan? Ben Anna Wintour olsam gelecek yıl asıl Kirsten Dunst'ı yasaklılar listesine koyardım.

Oooh beybi! Ne kadar cüretkar, ne kadar aykırı, ne kadar seksi. Değil! 2008'de ilk kez resmini bloga koyduğum Anja Rubik o zamanlar daha güzel, daha kısa saçlı, daha etkileyici daha sağlıklı gözüken mankenlerden olsa da bugün garip bir şey olmuş. Bir kere bu saçlar neden bu kadar uzun? Ayrıca bu elbise ne? Peki biliyoruz ki haute couture vs gibi şeylere iç çamaşırı giyilmemeli de şu çirkin pozda ortaya çıkan çirkin leğen kemiklerinin hali ne? Ayrıca bu şöhretli takımında Oscarlar'dan beri Angelina Jolie bacak pozunu verme hali bitmeyecek mi? Oldu bitti ya, bir kere birisi yaptı, neden herkes aynı şeyi yapıyor? Cidden bu sürekli birilerini takip etme, taklit etme hali o kadar sıkıcı ki işte Anja Rubik de yapmış, leğen kemiği ile kalmış ortada.

Nihayet güzel insanlar güzel kıyafetler. İşte Cate Blanchett ve Alexander McQueen elbisesi. Her şeyiyle çok güzel. Bir tek neden siyah ki? Keşke başka bir renk ama hiç önemli değil bayağı güzel.
Adını bilmiyorum ama gençlik dizisi oyuncusu ve harikulade Carolina Herrera elbisesi. Demek ki bazı şeyler para pul veya yaşla olmuyor. Ayrıca sergilediği duruşu da güzel, hani dedikleri gibi it's all about attitude. Çuval da giyebilirsin, haute couture de, hiç fark etmez. Taşıyabiliyorsan ne ala, taşıyamıyorsan ise genelde maymun olursun.
Gecenin en güzeli, en kool flörtöz insanı. Scarlett Johansson ve Dolce&Gabbana elbisesi. Her şeyi güzel olduğu kadar kendisine olan güveni de güzel. Zaten kendine güven insanı daha da çekici kılmıyor mu hayatta? Ya işte böyle de, cuma eğlencesinden çıkarttığım cuma hayat dersimi verir, dükkanı kapatırım.

No comments: