Monday, August 15, 2011

Sabah keyfi diye düşünürken sabah notlarına dönüşmesi


yeni hafta, yeni bir pazartesi, espressodan yapılmış filtre kahvemi içerken son birkaç gündür aklıma takılanlar vs derken bazen hatta çoğunlukla yaşananların odak noktasınındakinin ben değil de aslında bir şekilde kendisi ve kendi hayatının dışavurumu olduğunu bir kez daha görmüş olmak matah bir başarı olmasa da kabul edilmesi gereken bir hayat gerçeği olması vs...yapacak pek bir şey yok, sen kendini ne kadar düzeltirsen düzelt karşındaki kendisine yönelmedikçe hiçbir bok değişmeyecektir çünkü bir kere adı çıkan her zaman öyle anılır. o yüzden yorulmanın alemi yok, sen kendinde beğenmediğini kendin için değiştir, geri kalana yapacak bir şey yok. çok konuşmanın da alemi yok, su akıyor işte yıllar geçiyor, ilerleyen ilerliyor ilerlemeyen "mış gibi mutlu gözüken dünyasında yaşıyor" -sanki buzullardaki fosiller gibi hiç değişmeden.

kendime not: çeneni tutmayı öğrenmeye başlamışsın. tut. tutmaya da devam et. ömür boyu.
kendime not (2) : atlas'a özenmeyi bırakmış olman iyi bir şey. tam olmuş değil ama eh işte fena değil, en azından geçmişe dair tüm yükleri boşaltmaya, atmaya başlamak da oldukça işe yarayan bir yol. hiç gerek yok geçmişin ağırlığını çekmeye.

No comments: