Friday, August 12, 2011

Hazır olmamak


Gerçekten de hiçbir şekilde hazır değilim. Hiç öyle sıcak havada, terden bayılmış vaziyette, tepemde 45 derece güneşin altında yaşamaya meraklı olmasam da bahar ve yaz duygusunu, hisssini, mavi gökyüzünü, sabah kalktığımda erkenden camı açabilmeyi, tiril tiril giyinmeyi, fazla ağır hissetmemeyi seviyorum. Hatta hiç gitmesin hep bahar mevsimi yaşayalım istiyorum. Gençliğin gözyaşları dönemlerinde toylukla bayılıyordum Kafka'nın Şatosu'nda yaşamaya. Ama işte insanlar bir şekilde farklılaşıyor, gelişiyor ve hiçbir şey aynı kalmıyor. Hep bahar olsun hatta ben Los Angeles 'e gideyim. O yüzden dünden sonra neredeyse önceki gün ile arasında 10 derecelik bir ısı farkı olması beni korkuttu ve hiç hazır olmadığımı hissettirdi. Tamam, boynuma fular alayım, ince bir ceket giyip çıkayım, sabah kahvemi içerken hafifçe esen meltemi hissedeyim ama eteklerim uçuşmaya devam etsin, çorap giymeyeyim, kalın ayakkabıları hiç çıkartmayayım, hele hele sabah kalktığımda siyah bir gökyüzüne kalkmayayım. Çünkü hiç hazır değilim yazın bitmesine. Hele hele ruhumun yazının bitmesine ise asla...

No comments: