Sunday, February 16, 2014

Never on sunday : (stres) toplarımı sıkarken




gerçekten de garip bir merkür yavaşlığı ve hırtlığı ile geçen bir hafta, yazıp çizmek istenilen o kadar çok şey olmasına rağmen yaşanan el gitmeme hali, aylardır özlediğim ama göremediğim 5 harfli s., hemen ertesinde yine deli gibi özlediğim ama bir beceriksizliklerimizden göremediğim s.e. ve beşiktaş'ın müthiş hali, united biraları, turşu peşinde haller, hala bir türlü başlamadığım tez, good vibrations ve belfast ve protestan ve katolik ve müzik ve hayata bağlanmak ve yine radyo günleri ve soulshine ve "aa 14 şubatmış aaa her yer kalpmiş kırmızıymış şişirmiş" derken gelen R2D2 ve uzaktan kumandalı helikopter mutluluğu ile bir cumartesi sabahının erken gelen hafif never on sunday hali devamında cumartesi gecesi karşı'ya geçme, gey kapılım z. ve yeni hanesi, güzel hanesi, evdekiler, evdeki sevilen davetliler, evdeki eğlenceli, keyifli insanlar, konuşulanlar, yenilenler, içilenler, bahsedilenler, kavuşulanlar, kavuşuldukça uzaklaşmak istenilmeyenler, geceleri soğuyan şubat havasına bir anda düşüvermek, karşı'dan sabaha karşı dönüş ve never on sunday arzusu ile uyanmanın zorluğu, yüklenenler, çökenler derken gerçekten de kendimi bir nevi (stres) toplarımı sıkarken bulup da bir josé mujica rahatlığında olamadığım için darlanmak....


No comments: