Tuesday, August 17, 2010

Sun kissed

via iconology


İngilizcedeki bayıldığım sıfatlardan: "sun kissed". Gerçekten de sun kissed bir tatildi. Hem de hiç olmadığı kadar. Hem de her türlü 50 ve üstü korumaya, beyaz kalma arzusuna rağmen. Sakin, mutlu, huzurlu ( ve tabii dönüş için anlatamayacak kadar "heyecanlı "vaziyette) lacivert marin motifli bikini ile Yunanistan'a kadar yüzüp gelmek, balık yemek, neredeyse çıplak gezmek (ki bugün dönüş yolunda giyinmek o kadar sıkıcı geldi ki), düşünmek, gülmek, hayal etmek, geleceği görmek, her şeyin kendi zamanının olduğunu bilip tebessüm etmek, daha da bir inanmak, güzeli görmek, epeyce "çirkin" detayı unuttuğunu fark etmek (hem de en bombalarını, zamanında "en fantastik" olanlarını), geçmişin çoktan gelen sonu ile çok mutlu olmak ve anı yaşamak...

I got sun kissed, hem de kızıl saçlarım artık beni neredeyse sarışın yapana dek.

No comments: