Wednesday, May 26, 2010

Yıl 1922


Broadway New York'ta 1922 yılında sahnelenen operet " Rose of Stamboul". Konu malum, ortada bir oryantalist fantezi var, paşa var (ki adı Kemal), paşanın haremi var, harem, hamam, tütsü, baharat kokuları, yuvarlak hatlı kadınlar, göbek atan kadınlar hepsi egzotik gelen şeyler batılılar için. Bizim için ne kadar sıradansa batılı için o kadar değişik, o kadar ilginç. Anlaşılır bir şey. Ne var ki oryantalizm o kadar anlaşılır değil, aksine sıkıcı, kısıtlayıcı, hatta ırkçı ve ayrımcı. Tehlikeli oluşu da bunu güzel görüntülerle süslüyor oluşu. Yani tehlikesini alıştığımız şekilde çirkin ifadelerle göstermeyip, "ne kadar güzel, ne kadar egzotik, ne kadar ilginç" ifadelerinin aslında "ama orada kalsın, hep öyle kalsın, hiç gelişmesin, ben istediğimde o egzotizmi bulayım ama benim ülkemde benim uygarlığımda olmasın biz hep farklılığımızı koruyorum, oryantal olan zaten öteki dir, benden bizden değildir" duygularını saklar.

whatever...

Aynı zamanda 1922'de :

- James Joyce Ulysses'i yayınladı,
- İrlanda İç Savaşı başladı ,
- Michael Collins öldürüldü,
- İtalya'da faşistler iktidara geldi ve Mussolini başbakan oldu,
- İngiltere Mısır'ın bağımsızlığını kabul etti,
- Ve tabii Büyük Taarruz gerçekleşti ( Rose of Stamboul'daki kahraman ile Büyük Taarruz'u yöneten kumandanın adlarının Kemal Paşa olması ilginç tesadüf değil mi? )

No comments: