Sunday, May 2, 2010

Never on sunday: P.S. # 2

* kabus bir baş ağrısı ile uyanıp erguvanları kaçırdım. gerçi biraz daha vakti var ama kaçırmak istemiyorum, istemiyoruz. neticede erguvanlar istanbul'un bahar ve yaz arası bir zamanda en güzel taraflarından biri. yakında orman kalmazsa, kim bilir devlet belki denizleri kaplayıp İstanbul'u bambaşka bir şehre dönüştürebilir daha fazla ev, daha fazla beton daha fazla bina olabilir. neden olmasın? her yeri satılabilir zaten, en kötüsü asfaltın üstüne miniatürk saçmalığında bir miniaistanbul yapılır, yeni İstanbul da böyle bir şey olur.

* üzücü bir yemek (ki çok sevilen bir insana veda yemeği nasıl kötü olmaz? hem de bu hayattan veda. öyle şehirden veya ülkeden ayrılmak gibi basit şey değil) sonrası bana göre gayet gündelik bir kıyafetle (tayt, en sevdiğim çizgili, trençkot, spor ayakkabı) "mini" ile başlayıp arka sokağına ilerlemek, bitirmek, kapatmak, bomba insanlar bomba durumlar ...
z. - heyecanlı mısın?
anotherstar- hmm yok hiç değilim galiba.

* radyo programı, dinletisi, z., sesimin bana göre garipliği, yorumları, fantastik 4'lünün hisleri, göstermeleri, bilmem budur herhalde üzerimdeki acayip rahatlık. lady soul. ve evet türkiye soul'u keşfetti. teşekkürler adidas.

No comments: