Sanıyorum moda olandan hoşlanmayışım her gün kendini bir kez daha hatırlatıyor. Gerzekçe "ama bu kadar marka sayıp beğeniyorum diyorsun, ona buna sallıyorsun" diyecekler için bir kez daha moda olanı değil tarz olanı sevdiğimi hatırlatıp gereksiz işlemlerden tasarruf edeyim. Yıllar önce, belki '95-'96'da A'dam'da görüp de almadığım Glastonbury tişörtü, büyük keyifle aldığım Hunter'ları geçen seneden beri saç bandı-babeti-çanta "3'ü bir arada Burberry" vaziyetinde ayaklı Burberry reklam panosu halinde dolaşan ofis insanında gördüğümden beri dün alternatif olup da bugün popüler moda objelerinden uzaklaşıyorum.
O yüzden önce Sundance Film Festivali'ni şimdi de Glastonbury Festivali'ni yeni zenginlere/şöhretlilere kaybettik. Hayırlı olsun.
p.s. unutmadan glastonbury'nin en kool şöhretlileri şu aşağıdaki can sıkıcı tipli alexa chung ve öteki ingiltere'nin varoş çocuğu yetenekli futbolcusu wayne rooney'in kendisi kadar varoş karısından önce elbette kısacık şortu ve cidden çamurlu çizmeleri ile kate moss ve helena christensen'di (ki liam gallagher için geldiği dedikodusu vardı o zamanlar).




No comments:
Post a Comment