Sunday, June 26, 2011

Önce "Sundance" şimdi "Glastonbury"

Aslında ikisi de 70'lerin sonlarının çocuğu. Biri İngiltere'nin güneyinde diğeri ise Amerika'nın belki de en fantastik eyaletlerinden, Utah'ta. Biri müzikle büyürken diğeri alternatif 7. sanat ile büyüyordu. Amaçları farklı da olsa yine de temel farklı değildi. Her ikisi de uzun yıllar alternatif olan, mainstream bir beğeniye hitap etmeyen hatta direnendi. Ne var ki 2000'lerle beraber bir anda çoğunluk sistem her ikisini de kontrolü altına aldı. Önce Hollywood yıldızları Sundance Film Festivali'nin keşfettiler, alternatif sinemada gözükmenin ne denli kool olduğunu hatta para getiren bir meşgale olduğunu düşünüp kış vakti ocak ayında karlar içerisindeki Utah/Salt Lake City'e attılar ve yıllar geçtikçe ocak ayı Utah için, Kaliforniya güneşinin parıldadığı küçük bir Hollywood haline dönüştü. Şimdi de Glastonbury Festivali o yolda ilerliyor. O kadar ki asıl dertleri görünme olan şöhretli takımı kendini sözde müziğin cazibesine kapılmış, meşhur Glastonbury çamurlarına Hunter çizmelerle atıyorlar. Doğru, pardon, kızlar için Chanel kapitone çantayı unutmuşum.

Sanıyorum moda olandan hoşlanmayışım her gün kendini bir kez daha hatırlatıyor. Gerzekçe "ama bu kadar marka sayıp beğeniyorum diyorsun, ona buna sallıyorsun" diyecekler için bir kez daha moda olanı değil tarz olanı sevdiğimi hatırlatıp gereksiz işlemlerden tasarruf edeyim. Yıllar önce, belki '95-'96'da A'dam'da görüp de almadığım Glastonbury tişörtü, büyük keyifle aldığım Hunter'ları geçen seneden beri saç bandı-babeti-çanta "3'ü bir arada Burberry" vaziyetinde ayaklı Burberry reklam panosu halinde dolaşan ofis insanında gördüğümden beri dün alternatif olup da bugün popüler moda objelerinden uzaklaşıyorum.

O yüzden önce Sundance Film Festivali'ni şimdi de Glastonbury Festivali'ni yeni zenginlere/şöhretlilere kaybettik. Hayırlı olsun.

p.s. unutmadan glastonbury'nin en kool şöhretlileri şu aşağıdaki can sıkıcı tipli alexa chung ve öteki ingiltere'nin varoş çocuğu yetenekli futbolcusu wayne rooney'in kendisi kadar varoş karısından önce elbette kısacık şortu ve cidden çamurlu çizmeleri ile kate moss ve helena christensen'di (ki liam gallagher için geldiği dedikodusu vardı o zamanlar).


No comments: