Sunday, February 27, 2011

Never on sunday # 5


eğer kar yağmayacaksa hava bu kadar soğuk olmamalı; yağan her neyse de o iğrenç çamurumsu sevimsiz sulu kar gibi bir saçmalık olmamalı.
okunacak ve sunumu yapılacak kitabın okunmaması, sadece ve sadece müzik, bilmem kaç tane albümün ipod'a geçirilmesi, haber, gazete, vogue, "of nasıl yapacağım, ne zaman okuyacağım ben bu kitabı perşembeye kadar?", neredeyse biten gün, I love london gri, "peki ne zaman okuyacağım bu araba sevdası'nı ?" diye düşünürken e.k. & f.'nin bugün gidecek olmasının çöken hüznü, e.k.'nın en az 6 ay olmayacak oluşu, "peki şimdi onunla nasıl konuşacağım nasıl anlatacağım, nasıl haberdar edeceğim olaylardan gelişmelerden" düşüncelerinin "her şey iyi olsun" ile birleşmesi ve never on sunday.
23:45'deki uçuşları için saatleri sayarken gün içerisinde 10. kere konuşurken en son konuşmamızda yaşanan never on sunday bombası:
a.- kaçta çıkıyorsunuz?
e.k.- şimdi birazdan 10 dk içerisinde.
a.- nasıl yani gece 12'deki uçuş için 4 saat önce mi havaalanında olacaksınız?
e.k. evet ne yazık ki biz bütün kurallara uyuyoruz...
a.- puaaah! cidden 3 saat önce mi beklemeye başlayacaksınız? herhalde okyanus geçilen uçuşlarda öyle gerekiyor ama çok komik değil miii?
e.k. evet. evet. öyle olmak gerekiyormus, öyle yazıyormuş talimatnamede.

o kadar güldüm ki zavallı e.k. da gülecekti de yanında muhtemelen f. olduğu için tuttu kendini ve ciddiyetle cevap vermeye çalıştı. gitsin ama dönsün de. ivedilikle.

No comments: