Monday, November 2, 2015

Sabah


"Nefes al nefes ver, nefes al nefes ver" ... 

Yapacak şimdilik pek bir şey yok, aldık elimize oturuyoruz. Ağlayacak veya söylenecek bir durum da yok açıkcası. Her şey neyse ne, işte. Ha, ama sandıklarda hırsızlık, usulsuzluk var mı? Kesinlikle! Sonuna kadar hem de. En komiği de yıllarca (halen de) bu ülkede solcular, sosyalistler hep vatan haini , ülkesini milletini satmak isteyen  şerefsiz damgası yedi, sırf "eşitlik, adalet" kavramlarını savundu diye hapse düştü, işkence gördü. Karşı taraftaki sağcılar, milliyetçiler, muhafazakarlar, islamcılar da herkesin ve her kurumun gözü önünde göstererek yaptıkları her şeyi vatan millet inanç (islam) uğruna yaptıklarını söyleyip binlerce insanı patlattılar, domuz bağı ile işkence ederek kadınları öldürdüler, aydınları sanatçıları otel odalarında diri diri yaktılar. Öldürmedikleri zamanda da yalan, hırsızlık, yolsuzluk, dalavare ile arazileri kapattılar, ihaleleri aldılar, oy pusulalarını çaldılar, para vererek oy satın aldılar. 

Durum bu, hayat da bu. that's life. Üzülecek bir şey yok çünkü üzülünecek o dönem çoktan geçti gitti. Bugünün başlığı bokun içinde nefes almayı öğrenmek çünkü bir süre daha bokun içinde kendisini büyük bok sanan küçük ve çapsız boklarla beraber yaşamak zorundayız.

Bugün gülenin ağlayacağı günler de gelecek, herkes gibi. Hiçbir şey aynı sürmüyor aynı kalmıyor. Sadece bu bekleme dönemi çok sıkıcı ve boktan. 

Ne yaparsan yap yine her gün güneş doğuyor, sabah oluyor ve akşam batıyor. Yani hayat devam ediyor. Herkes için. İstesen de istemesen de. O yüzden dünya yine dünya döndü, sabah oldu hayat da bizler için nefes alıp nefes vermeyi öğrenerek, çirkinliği görmeye alışarak hayat devam ediyor. Kötülerin dünyasında pis sırıtışlarının gölgesinde. that's life. Cidden. 

Encore un matin. 

P.S. Ama evet bir wish list 'im var. Hepsi, kime ne yaptılarsa (iyi-kötü diyeceğim de yaptıkları iyiliklerin bir elin 5 parmağını geçeceğini düşünmüyorum) gani gani başlarına gelmesini diliyorum. 

Eee bebeğim, naparsın artık hepimiz kötüyüz, kötülüğü ustasından öğrendik.  

No comments: