Monday, January 12, 2015

(Erken) Cuma eğlencesi

Yeni yıl, değişimler içerisindeki yeni yıl derken yıla hızlı başlayan beautiful people dünyası sebebiyle hem erken bir cuma eğlencesi hem de uzun zamandır yazmadığım, yazmaya üşendiğim hatta çoğunlukla sıkıldığım cuma eğlencelerinin yeni bir evreye girdiğinin göstergesi olabilir, bu yazı. Yıl yeni, olaylar yeni, ödüller yeni, insanlar yeni, hayatlar yeni, devreler, dönemler yeni. O halde neden bizim dükkan da yenilenmesin? Her şey olur hayatta, iyidir yenilikler, değişiklikler. Özel not: haliyle "yeni ülke, yeni ülke" diye diye eskiyi getirip de üzerine bir de cehalet ve aptallık ekleyip yarını olmayan günler inşaa etme arzusu hariç.   
Uzun zaman sonra gelen eğlencemiz çok güzel bir insan ile başlıyor. Ve o kadar beğeniyorum ki iki resim koyarak torpil geçiyorum... Jessica Chastain ve Atelier Versace elbisesi. Her türlü gecenin kazananı, en güzeli. Mücevherler de Piaget de çok pırlanta meraklısı olmadığımdan pek önemsemiyorum. Pırlanta işte, bütün kadınlar aynı şeyi takıyor, takmak istiyor ya da üzücü olarak bunu bir sınıf meselesi atlama olarak görüyor. Sıkıcı. Sırf bu yüzden cazibesi yok. Belki Diamonds are a girl's best friend bazılarına bir şey ifade ediyordur ama yine bazıları için pırlanta dışında başka kıymetli taşlar da mevcut.


En güzel ile başlayıp en sıradan tipliye gitmek böyle bir şey olsa gerek. Talihsiz! Claire Danes gerek tip gerek oyunculuk olarak müthiş sıradan ve sıkıcı bir haldeyken üzerine giydiği aslında güzel olan ama üzücü bir şekilde parlamayan, sönük Valentino elbisesi. Elbise cidden güzel, renkleri lacivert yoğunluğunda üstünde tüyleri var ve muhtemelen başkasının üzerinde parladıkça parlar da peki bir insan bu kadar mı kötü taşıyabilir üzerindekini? İşte zaten bu kız ile ilgili olarak da sevmediğim bu; sönük, sıradan, varlığı ile yokluğu belirsiz iken bir de üstüne tarz olmaya çalışması büyük bir hiçlik yaratıyor resmen.
 

Ooooo... Bence hiç çekici olmayan ama milyonlarca kadının hayranlıktan geberdiği yılların bekarı George Clooney ile evlenen uzun boylu, Kezban vari uzunluktaki çirkin saçları ile katıldığı ödül töreninde kocasından mütevellit v.i.p. olan insan hakları avukatı. İsveçli de tahammül edemiyormuş kendisine, ki bu konuda sonuna kadar katılıyorum ona. Biliyoruz ki v.i.p olunca, şöhretli olunca markalar zaten insanın önünde diziliyor da bu mudur seçilecek kıyafet? Ha, anladık tamam, Dior Haute Couture de başka hiçbir şey mi yok o elle tek tek özenle yapılan Dior Haute Couture elbiseler arasında?  Sıkıcı derece sıradan. Kollarına geçirdiği, eskiden polislerin giydiklerine benzeyen beyaz eldivenler de ingiliz basınında "çok tarz" bulunan kendisine aitmiş ama değil bu elbisenin üstüne giymek, keşke hiç almasaymış onları. Saçların kezbanlığını, varoşluğunu zaten geçiyorum.


Bilmiyorum beğenen hala beğeniyordur kendisini. Özellikle de erkekler. Özellikle de belli bir yaştaki (gençlerin kendisinin kim olduğunu bile bilmediğinden eminim), bugün artık 40larına yaklaşan, Manhattan'nın Bronx'lu fatihi imajı ile çıkardığı ilk albümü zamanında 20lerinin başlarında olanlar. Hala şarkı söylemeye, bilgisayar programlarından geçirilmiş korkunç kötü şarkılar yapmaya, dans etmeye, sahneye çıkmaya çalışıyor. Bu aslında önemli ve iyi bir şey çünkü hayatı hiç bırakmıyor da ne hayatı ne de feci tarzı da tipi de benlik değil. Zuhair Murad Haute Couture. Elbise de kendisine özel herhalde yoksa haute couture kurallarını dahi aşan bir açıklıkta.
Bugünlerde sarıdayım. Bu aralar sarı giyiyorum ki çok beyaz insanları fazlasıyla soluk göstereceğini düşünür turuncudan şaşmazdım ama nedense bugünlerde sarıdayım. - Sunshine ; Soulshine- Naomi Watts kesinlikle gelişen, yaşlandıkça güzelleşen, güzel giyinen ve bir şekilde kendisiyle barışık gözüken kadınlardan. Önceleri kendisini sıradan bulduğum tipler arasına atmış olsam da gerçekten yanılmışım, hiç değilmiş. Aksine çok güzel yaşlanıyormuş. Gucci elbisesi de gayet güzel olmuş kendisinde. Keza kırmızı ruju da gayet güzel olmuş ki kırmızı ruj+sarı saç genelde fiyasko bir görüntü yaratıyor.
 Gecenin yıldızları kızıllar, onu anladık...Go Reds! Yeni nesil oyunculardan Emma Stone ve nedense pek kimsenin beğenmediği ama bence hem cool, hem de çok güzel taşıdığı Lanvin kıyafeti. Payetler güzel, duruş güzel, bakış güzel, o halde tamamdır.
 Off bilmiyorum ama çok sıkıcı. Ki Marchesa gibi şahane elbiseler yapan bir markayı üzerinde taşıyor. İnsanın ruhu sıkıcıysa dışa vurduğu görüntüsü de değişmiyor herhalde. Çok yazmaya gerek yok, olsa da olur olmasa da olur. Bir de o saçların uzunluğu ve onlaru yandan alışı filan...Şiştim.
 

 Herhalde gecenin sayılı çirkin kadınlarından... Ama gerçekten çirkin, yapacak bir şey yok. Doğru, herhalde insanlara böyle dememek lazım ama kötü bir insanım ben, yapacak bir şey yok. Hem aşırı zayıf hem de o Kardashian ailesine özenilmiş ve gerçekten herkese yakışmayan gel gör ki bir o kadar rövaçta olan hatta bizdeki ulusal kanallardaki korkunç tarz programlarına katılanlara yapılan meşhur "contour" makyajı iyice çirkinleştiriyor.

 Amanda Peet'i beğenenlerdenim. Gerçi karşı cins pek beğenmiyormuş ama bence hoş bir kadın. Elbisesi de gayet güzel özellikle de göğsünün açıklığının gelişi ama bir şekilde rengi filan cazibesiz yapmış kendisini. Ancak J. Mendel elbiseden daha kötüsü makyajı...Resmen yaşlı hatta üzgün yapmış kendisini.

Oooo...(evet, bu "ooo" yeni lafım. konuşurken de çok sık kullandığımı farkettim de yapacak bir şey yok). Girls dizisi pek benlik olmasa da, yönetmeninin yapımcısının, senaristinin bir kadın hem de genç bir kadın olmasını çok sahane buluyorum. Ne var ki Lena Dunham birçok yanı ile özellikle de kadınlar için çok başarılı bir rol model çizse de bir şeyler rahatsızlık veriyor. Belki o sürekli dışarı yansıtmaya çalıştığı "ben kendimle, bedenimle barışığım" imajı daha doğrusu bu imajın sürekli göze sokulma çabası. Kırmızı Zac Posen elbisesini giymeden birkaç saat önce üstsüz vaziyette göğüsler fora resmini instagrama koyması filan, bilmiyorum bir şeyleri fazlasıyla gösteriş için, "umursamıyorum" gösterisi için yapıyormuş gibi geliyor. Ama güzel elbise, güzel ayakkabılar. 
Bir başka herkesin çok beğenip benim ise gayet sıradan ve donuk bulduğum oyuncu; Diane Kruger. Pehh.."Sıkıcılık" tacını diğer arkadaşlarına kaptırmaz diye düşünüyorum.
İnsanın önünde örnek olarak Jane Fonda olduktan sonra yolumuz açık ... Ne kadar güzel. Versace elbisesi de bir o kadar güzel, kendisinin üzerinde ise harikulade.

Beğenilen gel gör ki asla beğenmediğim ingilizlerden, brunette'lerin baş tacı. Hamileymiş o yüzden bu sıkıcı Chanel elbiseyi tercih etmiş. Keşke etmeseymiş.
Kim olduğunu bilmesem de (galiba The Help filminin oyuncularından biri) kırmızı elbisesi, köprücük kemikleri ile güzelliği ile ışıldayanlardan. Donna Karan Atelier imiş elbise.
Hahahaha... Hiçbir zaman beğenmediğim (ki bu kategoride benim için bir başka tahammülü zor isim Gwyneth Paltrow ile yarışır) hatta çirkin bulduğum, hele bu resimde o iğrenç solaryumlu artık siyah olmuş ten rengi ve bir o kadar çirkin saç rengi ve hiçbir şekilde yakışması mümkün olmayan kırmızı ruju ile Heidi Klum ve Atelier Versace. Ya yazık ama birileri söylesin böyle çok kötü olduğunu. Çağla Şikel'in Almanya şubesi...


Gecenin güzel erkeklerinden hip hopcu Common ve şahane Prada takım elbisesi. Zaten kaç erkek bu takım elbisenin içine girebilir ki?
Gecenin yıldızı Atelier Versace ve Kate Hudson. Güzel ama o kadar. Sıradan. Donatella Versace kadar öngürülebilir ve sıradan.
Asla kesmeyeceği düşünülen uzun sarı saçlarını kesen Sienna Miller. Bir anda fazlasıyla yükselen, kendisinin asla içini dolduramayacağı elbiseleri üzerine giyen ve haliyle bir anda balonu patlayan özellikle de Getty hanedanının evli barklı çocuklu aile üyesi ile ilişki yaşayıp kariyerini bitirme noktasına gelse de nihayetinde birinden bir çocuk doğurarak tekrardan kariyerden bahsetmeye devam edebilecek olan Sienna Miller ( çocuk doğurarak kariyerini geri alması kendi sözleri, baby. benim acımasız yorumlarım değil). Demek ki çocuk üzerinden kendisine hem kariyer yaratmak hem de Kutsal Anne kalkanı geçirmek sadece bize mahsus bir durum değilmiş, ben de boşuna yükleniyormuş istisnai toplumumuza. Elbise güzel Miu Miu ama o kadar. Nedense her şey bir sıkıcı, sönük geliyor bana. Kim bilir belki de dünya gitgide kararmıştır.

Hah işte sıkıcılıkta karşı kategorisindeki en iddialı gençlerden. Hem mıyık mıyık bakışlı hem ifadesiz.
Soyadını asla yazamayacağım Matthew M...ve güzel karısı. Elbisesi de çok güzel ya da kendisinde çok güzel durmuş. Monique Lhuillier. Rengi, kesimi çok çok güzel.
Ve tabii en sevdiğim, en beğendiğim insan...Buzzfeed gibi sitelerde kendisinin katıldığı geçen seneki ve bu seneki törenler karşılaştırılmış ve geçen sene yine kendisi kadar geyik iç bayıcı (eski) kocası Coldplay'in solisti ile sıkıntıdan patlar ama mutlu çift imajını verebilmek uğruna katlanılan saatler ve bu yılki single mingle neşeli halleri. Demek ki varolmayanı göstermek için sarfedilen o kadar çaba bir yerde patlıyormuş değil mi? Pek sevdiğim Gwyneth'in üzerindeki Michael Kors ve çok kötü bir elbise. Kendisinin vücudunda bir gram fazla eti olmamasına rağmen elbise fazlasıyla dar, fazlasıyla pembe robot gibi. En kötü tarafı da sütyensiz duran ama çok kötü duran göğüsleri. Benzer bir hatayı yıllar önceki Oscar töreninde giydiği Alexander McQueen elbisesinde yapmıştı. Bir de şimdi göğüsler daha bir büyümüş, bir şey olmuş. Ama olmamış. Zaten pek sevgili Gwyneth için bu kadar satır fazla

Kim olduğu hakkında bir fikrim olmasa da elbiseni fazla yazlık bulsam da sadece ve sadece boynuna/yakasıan tav olduğum için koydum. Keşke başka renk olsaydı. whatever. Olan geçip bitmiş, önümüzdeki maçlara o halde...

No comments: