Saturday, July 14, 2012

Bitti mi?

Bitti mi? Haksızlıklar, yalan iddialar, çaresizce beklemeler, sebebin ne olduğunu bilmeden tıkılıp umudu düşünmeler bitti mi? Hayır. Elbette her yetişkin gibi hayatın adaletli olduğu sanrısında, hayalinde değilim. Hele hele üzerinde yaşadığım topraklarda adaletin hiçbir şekilde olmadığına inanıyorum. İlahi olan da vardır herhalde; bir yerlerde bir gün insanın karşısına çıkan. Ama işte onu biz görebilecek miyiz orası muallak.

Bir yandan "yaptığımdan pişman değilim. o gün öyle gerekiyordu" diyen bir katil ve onun katil arkadaşları sokaklara, mahallemize, dünyamıza geri dönerken bir yandan da Büşra Ersanlı, ama bizim için Büş'cüğümüz, tekrar aramıza döndü. Boşa geçirilmiş aylar neticesinde çıkan kararda sıcak mı sıcak temmuz gününde tahliye haberi geldi. Doğru, çok mutluyuz. Büş için, adaletin bu durumda şimdilik biraz da olsa bizim hanelerimize uğraması sebebiyle ama dili hep ısırmak lazım, hep daha kötüsünün olacağını beklemek lazım. Bu ülkede. Dedikleri gibi mutlu aşk yoktur. Hele burada, bu ülkede değil mutlu aşk, mutlu aşık, mutlu insan yok. Olanlar da mutsuzların hedefinde, hemen "fazla gülmesin diye uyarılmaya, edepli olmaya davete teşvikte" . whatever. Günü yaşayalım o halde çünkü biliyoruz ki hayatın kendi tatsız sürprizleri dışında bir de günümüzü de elimizden almak isteyenlerle çevriliyiz. O halde yapabildiğimiz kadar nanik yapıp görmezden gelelim. Başka türlü geçmez çünkü bu hayat.

En komiği daha dün sabah J.A.'ya Büş için yazdığım mektubu vermiştim göndersinler diye. Şimdi elden vereceğim. Oley...

P.S. J.A.'nın bu ortalıkta dolaşan katiller veya kırmızıya bulaşmadan kanlanan eller için güzel bir lafı var netekim : " inşallah çok uzun ömürlü olurlar, çok uzun yaşarlar bu dünyada. ". Gerçekten de başta Kenan Evren olmak üzere, hepsi çok uzun ömürlü olsunlar...

No comments: