
safran sarısının güzelliği, taşın sıcaklığı, sadece bikini/mayo ve üzerine bir parça kumaş, müzik, kitap, balık, deniz, gölgede güneş, yine deniz ve gerçekten de kaçamaktan hallice günler....
yaz ile, summer breeze ile, never on sunday ile, tiril tiril giyinenlerle, yaşananlarla, beraber yaşanan insanlarla, yapılanlarla, yapılacaklarla, dinlenenlerle, söylenenlerle, mırıldanılan melodilerle hiçbir ilgisi yok. görünürde. yoksa temeldeki ruh hali işte aynen yukardaki görüp. en azından bizim dükkanda. biliyoruz ki neyi görüp inansak aksi çıkıyor, bir yerden patlıyor. aynen resimlerdeki o koca gülümsemenin gerçek olmadığı gibi. olduğu gibi olsa her şey... kaykacı ama hipster değil; keyifsiz ama mutsuz değil; 100 döşeğin altındaki bezelyeyi hisseden ama mıyık çocuk sesli prenses değil; şahsiyetli ama düşüncesiz & bencil değil ...
morrissey konseri sonrası cuma sabahın köründeki uçak, gölköy, e.g. & b.i. ile birden lise dönemi yaz kaçamağına dönüşen 2 günlük yeme-içme ve leşleşme tatili, çocuklumun yaz mevsimlerinin geçtiği gölköy, bambaşka bir gölköy, yelkenciler ve yarış yorgunu b.i.'yi alıp çıkmamız, ege'nin güzelliği, ege'nin hafifliği, ramazan'ı yeni rakının yeni serisi ile karşılayış, beyaz tiril tiril elbise, gündoğan, adamik, her yerdeki istanbul tanıdıkları, deniz ve yine yunan adaları'na kadar yüzüşüm, sürekli gerzek muhabbet, sürekli gerzek "eski tekila günleri" muhabbeti, sürekli embesil gibi her şeye gülme hali, pazar gece yarısı rakı içip ahtapot yiyip de gidilen uçuş, dönüş kabusu, debil mentalın tekinin bavulumu kendi bavulu diye alıp çıkması, doğa şarküteri önünde bavul değişimi, gece 3:30 eve dönüş, 4:00 yatak, 7:00 kahve, 8:00 tükeniş...neymiş kaçamak dediğin tüketirmiş...her türlü kaçamak tüketir, dikkatle yaşamak gerekirmiş...ama değermiş! kaçamak dediğin baldan tatlı olurmuş...
dün akşam m.t.'deki "hoşgeldin büşra" partisinden çıkıp a. ailesi tam kadro vaziyette alkol etkisendeki kötü yola sapmış gençlerin ve serserilerin mesken tuttuğu meşhur cihangir merdivenlerden inerken, çocuklardan "kusura bakmayın, müsade edin biz bir inelim siz sonra yine içmeye devam edersiniz, afiyet olsun" diye yol isterken, yolları "çok teşekkür ederiz buyrun" diye açarlarken, j.a. ile beraber aşağıdaki arabadan gelen müzik ile ederken, biz sokak çocuğu gibi hareket ederken elbette daha zarif, çok daha kibar ve asilzade olarak f.a.'nın inişini beklerken vs...bazen cidden rahat olmak, kasmamak lazım. öyle "bayan" filan hiç olmamak lazım. bayan olmak, kontrollü olmak yoran bir şey; biz sokak çocuğu gibi kalalım, kaykaycı sweatshirtlerimizi petrossian'a veya türevlerine giderken çıkarttığımız takdirde sorun yok. no worries. 