Sunday, October 9, 2011

Never on sunday # 13

cuma ile yaşanan işyeri hadiseleri, faks (!) talebinin ince iktidar gösterisi, gel gör ki yakında patlayacak olan iktidar gösterisi, gece, kaç zamandır göremediğim gey kapılım z.," ooo tuborg varmış, oooo radyo eksen ne güzel çalıyormuş cuma akşamı", biraz yan, biraz roxy, biraz herkes, biraz "evet evet bahsettiğim bu", bol bol klinik psiko master öğrencisi, sabah 5 derken "e artık eve dönebiliriz"; fantastik bir cumartesi kalkışı, j.a. ve ikea ve tahammülü zor geçen insan cinsi dolu ikea saatleri, çarşaflı kadının odasına aldığı yatak başının, ortalıklarda öpüşüp duran "aşkımmm" hitapları ile antipatikliğine antipatiklik katan yeni evli platin röfleli genç kadının seçtiği ile aynı olması ve herkesin evinde mutlaka bir ikea mutluluğu, ikea'dan kaçış, yaşam üçgenine dönüş (herkesinki kendisine, benimkisi benimkine), "eve girersem hayatta çıkamam" ve yine güzel havaya tav oluş, sanki serin yaz gecesi, biraz nişantaş biraz td, groove, mania, g.g., ile 3 saatlik uykunun geri dönüşü ile cumhuriyet'e dönüş; never on sunday duygusu içerisinde beklenen teslimatlar, yağmurlu sabah, kırık çıkan kütüphane, falko, falko götz halimiz, gelmeye bir türlü ikna edemediğim eski sevgilim b., j.a. ile yerleştirilen kütüphanelerin salonda yarattığı büyük fiyasko, değişen salon, değişen her şey ve tabii önümüzdeki günlerde değişecek olan televizyon (ne yazık ki. hiç istemesem de değiştirmek zorundayım. o kadar gereksiz ki ama zorunluluk. hadi, sürekli bu no plazma hd televizyon halime takıp da bana takılanlar "hooo geçirdik" tadındaki nidalarını atabilirler), "rüzgar nereye" ile gelen f.a., fiyaskonun bir nebze olsun azalması, daha bir memnuniyet hali ile yoğun geçen never on sunday...

1 comment:

Trofolo said...

eyçdiii, sen şimdi "eyçdi kanallar neler var" diye gelirsin :)