Friday, April 16, 2010

Cuma eğlencesi # 5

Sabahtan beri süren toplantılar ki bence işyerlerinde bu kadar toplantı yapılıyorsa iş yapmada sorun vardır. Tükendim bittim, karşımdakinin sürekli saçları ile oynayan kız çocuğu gibi konuşan olması daha da tüketti ama yapacak bir şey yok; alınmış işe iyi de, deli gibi de yüksek maaşı ile arabasını da veriyorlar, demek ki ben bir boktan anlamıyorum. Cuma eğlencesi hariç...
Sadece leopar olduğu için koydum. Forever leopar ama nedense adını unuttuğum aktrisin üzerinde tam olmamış. Yani olmuş da olmamış. Herhangi bir falso herhangi uyuşmazlık yok ama sansasyonel leopar etkisi olmamış.Helena Christensen. Kendi güzel elbisesi güzeli. Gençlerin en sık kullandığı tabir ile "her türlü gideri var". Bazen o kadar komik ve garip laflar duyuyorum ki yeni nesil insanlardan ama pumayım, cougar'ım yani dert değil hemen kapıyorum öğreniyorum kelime dağarcığıma da ekliyorum.
Terry Richardson'nın yaptıklarını sevsem de, fotoğraflarını deliler gibi beğensem de ortaya çıktı ki kendisi iğrenç ve tacizci bir adam. Yanında çalışan asistanlarını, resimlerini çektiği modelleri taciz eden, sözleri ve hareketleri ile rahatsız eden bir insan. Şaşırtıcı mı? Değil herhalde yine de garip gelmiyor değil.
Resmi görünce LL Cool J geldi aklıma. Daha doğrusu ismin açılımı yani Ladies Love Cool J. Burada da ladies love Zac Posen. İyi modacı iyi tasarımcı bence bazı elbiseleri fazla fazla. En soldaki Selma Hayek bayağı güzel bir kadın. Saçlarını da yine küt kestirmiş ve yine çok güzel olmuş. Yanındaki çirkinlik abidesi ifadesiz kendini moda ikonu sanıp da giyinip çıkan Claire Danes ve nedense güzel mi çirkin mi tarzı olmayan olduğuna karar veremediğim Maggie Gyllenhall. O yüzden her daim güzel her daim tarz olan forever selma diyoruz.
Off. Beğenmediğim ve nasıl bu kadar hayranı olduğuna, insanların kendisini deliler gibi beğendiğini anlamadığım kadınlar listesinde herhalde bir numaramdır. Kabus bir tip. Zaten ezik görüntülü ve zaten ten rengi beni aşar, ama bir de kırmızı ruj sürmüyor mu? İşte yani, moda açısında ölümcül hatalardan. Koyu ten renginde kırmızı/bordo neyse o renklerdeki rujlar hiç güzel durmuyor. Ama işte kendisi dünya güzeli ilan edilmiş, olmuyor diyemiyordur herhalde kimse kendisine. Üzerindeki Derek Lam elbise olmuş mu? O mürebbiye duruşu ile hiç mi hiç olmamış.
Çirkin sayılabilecek bir surat, taş gibi bir vücut ve muhteşem bir elbise. Şu elbiseyi şöyle taşıyabilecek tüm kadınlar lütfen giyip çıksınlar.Sadece güzel elbiseler güzel pozlar olduğu için koydum. Ve muhtemelen de hayat da güzel. la vie est belle, n'est-ce pas? Elle est dure mais elle peut aussi etre si belle, si délirante. On en sait jamais. Güzeller güzeli Julia Roistein-Roitfeld. Ve tamamdır bu post da gider, gece başlar, herkese, her şekilde, her tercihte, her daim; ne var ki gözükmeyeni, ortalarda dönmeyeni yok sanmamak lazım bu hayatta.

No comments: