Saturday, October 17, 2009

Hastane odasından gecikmeli "cuma eğlencesi"

Her şey iyi ve yolunda olsa da günlerdir hastane, gece gunduz refakat derken herhalde yakında benim de pilim bitecek ama sanıyorum o durum her şey bittikten sonra eve gidildikten sonra ortaya çıkacak. Hazır daha kimseler gelmemişken, telefonlar nisbeten başlamamış, celebriti F.A.'nın hayran kitlesi üşüşmemişken yazıp bitireyim günlerdir görüp de vaktim olmadığı için yazamadıklarımı satırlara dökeyim dedim.
Pedro Almadovar kendisi için düzenlenen gecede Madonna ve Penelope Cruz ile beraber. Hemen her daim güzel ve tarz bulduğum Penelope Cruz 'un buradaki elbisesi bir facia, Vogue.com'un fotoğrafçısı ayrı facia. Ne kadar kötü bir açıdan çekilmiş bir resim bu. İncecik kadın şişko çıkmış, göğüsleri yayık elbise de kayık çıkmış. Madonna tamam forever Madonna da yani artık bu yüzünün gerginliği resmi kaplayacak boyutta ama smokini güzel yazmamışlar ama umarım vintage YSL 'dır. Pedro ise bildiğin Pedro kılık kıyafet hep aynı. Bir Pedro Almadovar bir de Spike Lee bence film yönetmenlerinin en fantastik giyinenleri.
Off yarabbim bu Bob Geldof kabilesinden kurtuluş yok, her yerde ve her türlü etkinlikte dolaşıyorlar. Hem tarzları yok hem de ağır derece çirkinler. Tamam elbette çirkinlikleri Notre Dame'ın kamburu vaziyetinde değil ama kötüler yani. Tatler dergisinin gecesinde kat kat pastanın önünde neredeyse kendisi de kat kat pasta gibi duran Bob Geldof kızlarından biri. Gerçekten de siyah yerine beyaz giymiş olsa pasta ile aynı ebatlarda olduğunda karıştırılabilir. Kendisi kötü elbisesi de kötü daha doğrusu tarzsız, vermişler giymiş.
Tipik mavi kan ingiliz kızları (kırmızı kan olanları ise miss piggy ebatlarında ağır varoş tarzda oluyorlar. misal w.a.g.'ların hemen hepsi). Uzun incecik ve kinda stylish. Elbiseleri ben giymem ama yakışan taşıyabilen giysin neticede güzel; sadece soldaki biraz casinoların kadife perdelerini andırıyor o kadar. Ama ben saçlara takığım. Ne kadar doğal ve ne kadar hoş! Bizde fönsüz hiçbir yere gidilmez, illa o saçlar haber spikeri gibi fönlenecek klasik türk kadını fönü dalgalar dışarı doğru kıvrılacak vs. Ya doğal fön yok mu? Şöyle mükemmel gibi durmayan? Ben onu yaptırmaya çalışıyorum da ne yazık ki her seferinde beceremiyorlar koskoca Divan'a verdiğim paralar boşa gidiyor.
İkisi de çirkin (ayrıca siyahlar bana göre) ama sağdakinin elbisesi güzel. Yani bence hem göğüs hem de bacakların açık olması gereksiz ama alt tarafı kapalı olsa kesinlikle giyip sokaklara çıkmak isteyeceğim bir elbise. Hoş, Met'de bir baloya, bir charity etkinliğine gitmiyorsam bunu giyip İstanbul'da sokaklara çıkmanın alemi yok. Kimlerin olduğu davete gideceğim? E zaten gittiğimde giyinip çıkıyorum ki bence fazla bile çünkü hepsi sıradan" hepsi pahalı ama hepsi bir örnek aynı" görüntü içerisinde. O halde gerek yok. Ha, New York'taki bir davete gidersem giyerim o zaman yoksa İstanbul'un olmayan beautiful people etkinliği için değmez, istemem.
Ben Jacquetta Wheeler 'ı pek beğenirim ama burada bayağı kötü. Hem zayıflığı hem kılık kıyafeti hem de saç rengi olarak kendisi 81'li değil de 71'li gibi duruyor. Resmen yaşlı gözüküyor. Sükut-u hayal.
Gerçekten müthiş ikili. Tanımam etmem ama biri -soldaki- protestan etik kuralları ile büyümüş buna inanmış mürebbiye görüntüsünde ve kılığında, diğeri ise porno filmlerinde evin erkeğini baştan çıkartan baby-sitter görüntüsü ve kılığında. Biri kış biri yaz gibi. Bu ne yahu? İkisi de ayrı ayrı kötü ayrı ayrı olsa da olur olmasa tadında.
İkisini beraber yazacağım yani üstteki resimdeki en soldaki kız ve Gossip'in solistini. Öncelikle Gossip iyi grup müziği güzel ama sürekli lezbiyenliği ve kilosunu insanın ağzına sokan solisti tahammül edilemez vaziyette. Cidden. Her röportajda "bana toplu değil şişko deyin ikiyüzlülük etmeyin, lezbiyenliğimi kabul edin" tadında laflar edip çıplak pozlar vermek, forever skinny Kate Moss ile best friends forever vaziyetleri sıkıcı oluyor. Ayrıca zayıflamış gördüm kendisini. Elbette bana ne sağlıkla ilgili bir şey bu; genç kadın kalp var kolesterol var sağlıklı olmak iyi şey ama o zaman bu kadar çok laf söylenmez. Söylenirse de bu ne perhiz bu ne lahana turşusu durumu olur. İnsanın bir duruşu olsun tavrı olsun sonuna kadar desteklerim ama bir istikrarı olsun. İstikrarın yoksa tavıra ne gerek var? Bak işte ortalama zekalı ortalama algılı türk gazeteci-editör- köşe yazarı-televizyoncuların twitter sayfalarında her şey ortada. Ne tavrı ya? Tavırları da söylemleri de suni ve içteki eksikliklerin dışa vurumu şeklinde cereyan ediyor. Diğer resimdeki kız da bence o vücuda olmayan bir elbise ile çıkmış. Bunun kilo-şişman-çirkin-güzel estetik kaygısı ile bir ilgisi yok. Sadece ister çok güzel ister çok çirkin olsun ama giydiği külotlu çorabın lastiklerinin gözüktüğü bir elbise ile dolaşmak görüntü olarak herkeste kabustur.
İki ingiliz iki başarılı genç tasarımcının giysileri içerisinde. Soldaki Husseyin Chalayan, sağdaki Erdem. Bence Erdem'in kyafeti çok güzel deyip bitiririm yorgunum iki gecedir refakatçiyim yorgunum giderim belki sonra yine gelirim ama her şey yolunda bizim cephede.

No comments: