Sunday, December 13, 2015

Arada Yaşananlar # 8

Artık çok iyi bilmeliyiz ki devir güzel değil, racon hiç değil. Devir nobranlık, kötülük devri. " Adilik" ki en çok öne çıkan, gerinerek dolaşan değerler. Bunlar bize, bu dükkana çok uzak ama karşındaki adi bir hırsız olunca gelip evini soymasını beklemezsin; kendine korunaklı yeni bir dünya yaratırsın. Olduğu kadar işte; nasıl olsa gerisi sığır, günün sonunda bir yerlerde bir şekilde sığırlarla muhatap oluyorsun

whatever

Amsterdam dönüşü ne kadar keyifli ve yükselen bir mutluluk ile geldiysek de elbette derin bir mutsuzluğa çevirecek bir olay gerçekleşti bu kıymetsiz ve değersiz topraklarda ( yıllar önce Nuri Bilge Ceylan'nın söylediği pek bir havalı "yalnız ama güzel ülkem" sözü artık o kadar yalnız o kadar değersiz ki)... 

Pek eğlenceli bir astro gecesi, astro team; pek sevdiğim yeni oluşumunda pek desteklediğim T.; uzun zamandır göremediğim K. Sisters ve efsane manuka balının efsaneliği; kaç zamandır bir türlü ikili yemeğe gidemediğimiz canım # 8 ve tarama üzerine tarama yediğim Cavit; davet, Palais de France ve Okan Bayülgen'nin korkunç fransızcasını duymak zorunda kalmak; kaç zaman sonra geniş kız grubu ile Karaköy Lokanta; üzerine iki gün sonra bir kez daha Cavit ve Strasbourg A. & M. ve haftanın kapanışı, heyecanlı günlerin beklenişi...

P.S. Palais de France'taki davet ilginçti, fazla amerikanvari idi, kalabalığı gereksizdi, sıkıcıydı. Ama komik olan liselilerin bir kez daha fransızca konuşamadiklarını Okan Bayülgen'nin düştüğü gülünç durumdan görmüş olduk. Feci!

P.S. (2) Gerçekten de nereden nereye...Yani herhalde olması gereken de insan her seferinde şaşırıyor. Ya da şaşırıyor gibi mi yapıyor, hayır böyle olamaz diye. 
  

No comments: