Monday, October 21, 2013

Aynı masa ve üzerinden geçen onlarca yıl

Masa gerçekten aynı masa da işin doğrusu başlıktaki "üzerinden geçen yıllar" aslında öyle abartılı "on yıllar"ı filan fade etmiyor. Aksine sadece birkaç kısa yılı ifade ediyor ama işte o geen birkaç yıl sanki her yıl * 10 yıl olarak yaşanmış olduğu için ağırlığı da içeriği de on yıllarmış gibi oluyor.

Masayı da hatta masadan önce mekanı da ben seçmedim. Gittiğimde zaten orada oturuyorlardı. Aynen daha önceki seferinde olduğu gibi. Hafıza konusunda kendimce fazla iyi olduğum için zaten girer girmez, masaya oturur oturmaz önceki seferin anıları canlandı gözümde. Hiç öyle kötü anılar olmasa da boşa kürek çekilen, cehalet yüklü, vakit kaybı anılar olduğu kesin. Gerçekten ne kadar beyhude çaba ile bir şeyler geliştirmeye çalışmış, filizleri kırmadan elimi kesen dikenlere aldırmadan, ilerisi için "gerçek" olduğuna inananarak konuşmuş ve her şeyden öte diğer tarafta eksiklik hissi olmasın diye "ışıktan vazgeçmiş"im. İlerde dönüp baktığında hayatında neyi değiştirmeyi isterdin diye sorarlarsa vereceğim tek yanıt muhtemelen bu hatayı yapmamak olacaktır.

whatever.

aynı kötü mekan, aynı masa, aynı insanlar (değil), aynı konular (değil), aynı ilişki (değil), aynı dünyalar (değil), aynı niyet (değil), aynı çirkinlik (güzellik)  

p.s. bir kez daha okuyunca cidden yazdığım manasız "romantiklikteki" cümlelere çok gülüyorum. gerçekten de "filizleri kırmadan elimi kesen dikenlere aldırmadan" filan gibi saçma ötesi cümleler yazarak ne demek istemişim diye düşünüyorum. acaba içten içe tahammülümü zorlayan iclal aydın, gülben ergen filan gibi kadınlara mı özeniyorum? gerçekten allah korusun! böyle bir arzum varsa da mümkünse içim kurusun... 

No comments: