Wednesday, July 13, 2016

En sonunda...

En sonunda. Gerçekten de nihayetinde, aylar ama aylar sonra ilk defa dün kendimi tiril tiril hissedebildim. Hafif, keyifli, mutlu, (eski) günlerdeki gibi "yüksek". Ne kadar üzücü değil mi? Oysa Anotherstar Wonderland'de kendimi kötü hissettirecek hiçbir şey yok. Aksine her şey dilediğim, kurgulamaya çalıştığım gibi. Ama bu ülkede yaşamak, her güne mutsuzlukla kalp çarpıntısı ile başlamak demek. Veya insanın bütün yaşam keyfinin çalınması, mutluluğunun ipotek altına alınması, kahkakasının başkasının hırsına kurban olması demek. Bütün bunların o çok varaklı varoş ("varoş" burada çok özenle seçilerek kullanılmıştır; toplumun gelir seviyesindeki alt sınıfını değil, görgüsüzlükte çığır açan, para için her şeyi yapabilecek ve tabii "mış gibi" hayatları gösteren eski fakir yeni zengini ifade eder) yöneticilerin elinden çıkması cidden delirtici bir şey... Ama yapacak bir şey yok.

whatever.

Dün sabah aylardır, aylardır ilk defa gerçek tiril tiril hale kavuşuldu. 

O halde on croise les doigts.





No comments: